You searched for: wohin (Tyska - Turkiska)

wohin kopieren:
kopyalanacağı yer:

wohin fahrt ihr
nereye gidiyorsun

wohin gehst du?
nereye gidiyorsun?

wohin sind sie gereist
nereye yolculuk

wohin muss ich mich setzen?
nereye oturmalıyım?

wohin also wollt ihr gehen?
artık nereye gidiyorsunuz öyleyse?

und geht, wohin euch befohlen wird.»
artık, geceleyin bir ara, aileni yola çıkar, sen de arkalarından git; hiçbiriniz arkaya bakmasın; emrolunduğunuz yere doğru yürüyün" dediler.

wohin also lasset ihr euch abwenden?"
nasıl da döndürülürsünüz! "

weißt du, wohin sie gegangen ist?
onun nereye gittiğini biliyor musun?

und schlimm ist das ziel, wohin sie gelangen.
girdikleri yer ne kötü bir mekandır!

wohin du auch gehst, ich werde dir folgen.
nereye gidersen git, seni izleyeceğim.

so geht dorthin, wohin es euch auferlegt wurde!"
emredildiğiniz yere gidin!

weißt du, wohin tom und seine freunde gegangen sind?
tom'un ve arkadaşlarının nereye gittiğini biliyor musun?

an jenem tag sagt der mensch: «wohin nun fliehen?»
(evet) o gün insan: "kaçacak yer neresi?" der.

wohin ihr euch auch wenden möget, dort ist das antlitz gottes.
artık nereye dönerseniz dönün, orada allah'a dönmüş olursunuz.

wohin die rotation den link verschiebt (position, 0-ende der liste)
Çevirdiğinde bağlantıyı taşı (satır, 0-liste sonu)

und keiner von euch soll sich umdrehen. und geht, wohin euch befohlen wird.»
sizden hiç kimse, sakın dönüp de ardına bakmasın, istenen yere gidin."

und niemand von euch soll sich umwenden, geht weiter, wohin euch befohlen wird."
arkalarından izle ve hiç biriniz arkaya bakmasın. size emredilen yere gidin."

und keiner von euch soll sich umwenden, sondern geht, wohin euch befohlen werden wird."
arkalarından izle ve hiç biriniz arkaya bakmasın. size emredilen yere gidin."

sollt ihr städte auswählen, daß sie freistädte seien, wohin fliehe, wer einen totschlag unversehens tut.
sığınak kentler olarak bazı kentler seçin. Öyle ki, istemeyerek birini öldüren kişi oraya kaçabilsin;