Şunu aradınız:: heinous (İngilizce - Türkçe)

Bilgisayar çevirisi

İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.

English

Turkish

Bilgi

English

heinous

Turkish

 

Kimden: Makine Çevirisi
Daha iyi bir çeviri öner
Kalite:

İnsan katkıları

Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.

Çeviri ekle

İngilizce

Türkçe

Bilgi

İngilizce

and persisted in heinous sins.

Türkçe

büyük günahı işlemekte direnir dururlardı.

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

well they're heinous, they really are.

Türkçe

bunlar gerçekten mide bulandırıcı, gerçekten öyleler.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

and they have been persisting in the heinous offence.

Türkçe

büyük günahı işlemekte direnir dururlardı.

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

president stipe mesic called it a "heinous crime".

Türkçe

cumhurbaşkanı stipe mesiç olayı "utanç verici bir suç" olarak nitelendirdi.

Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor

İngilizce

but your souls have made it easy for you to engage in a heinous act.

Türkçe

"nefsiniz sizi yanıltıp (böyle) bir işe sürüklemiş.

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor

İngilizce

and those who avoid heinous sins and indecencies, and when they are wroth forgive.

Türkçe

(bunlar,) büyük günahlardan ve çirkin -utanmazlıklardan kaçınanlar ve gazablandıkları zaman bağışlayanlar,

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

rina dewan posted on her facebook wall regarding the reason behind this heinous crime:

Türkçe

rina dewan facebook duvarında bu iğrenç saldırının arkasında ki nedeni paylaştı:

Son Güncelleme: 2016-02-24
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

who refrain from heinous sins and gross indecencies; who forgive when they are angry;

Türkçe

(bunlar,) büyük günahlardan ve çirkin -utanmazlıklardan kaçınanlar ve gazablandıkları zaman bağışlayanlar,

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

they were so heinous that they warrant the gravest of labels: genocide," he said.

Türkçe

o kadar iğrençlerdi ki, tabirlerin en sertini hak ediyorlar: o da soykırım," dedi.

Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 2
Kalite:

Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor

İngilizce

those who avoid the heinous sins and indecencies, save lesser offences surely thy lord is wide in his forgiveness.

Türkçe

göklerde olanlar ve yerde olanlar allah'ındır ki o, kötülük yapanlara işlerinin karşılığını verir; iyi davrananlara, ufak tefek kabahatleri bir yana büyük günahlardan ve hayasızlıklardan kaçınanlara işlediklerinden daha iyisiyle karşılığını verir. doğrusu rabbinin bağışı boldur.

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

if you avoid the heinous sins that are forbidden you, we will acquit you of your evil deeds, and admit you by the gate of honour.

Türkçe

büyük yasaklardan kaçınırsanız günahlarınızı örter ve sizi onurlu bir girişle kabul ederiz

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

like any human being, my dearest wish would be to not have to talk about these heinous crimes, of which my people are victims, anymore.

Türkçe

her insanoğlu gibi, en içten dileğim, kendi halkımın mağdur olduğu bu tiksindirici suçlar hakkında konuşmamak olurdu.

Son Güncelleme: 2016-02-24
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

say: 'in both is heinous sin; and uses for men, but the sin in them is more heinous than the usefulness.'

Türkçe

de ki: "bu ikisinde büyük bir günah vardır; insanlar için çıkarlar da vardır. ama onların kötülüğü yararlarından çok daha büyüktür."

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor

İngilizce

those who argue against god’s revelations, without any proof having come to them—a heinous sin in the sight of god, and of those who believe.

Türkçe

"bunlar, allah'ın ayetleri üzerinde kendilerine gelmiş bir delil bulunmadan tartışırlar. bu, allah katında da, inananların yanında da öfkeyi arttırır.

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor

İngilizce

allah forgiveth not that partners should be set up with him; but he forgiveth anything else, to whom he pleaseth; to set up partners with allah is to devise a sin most heinous indeed.

Türkçe

allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını, (günahları) dilediği kimse için bağışlar. allah'a ortak koşan kimse büyük bir günah (ile) iftira etmiş olur.

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

they will question thee concerning wine, and arrow-shuffling. say: 'in both is heinous sin; and uses for men, but the sin in them is more heinous than the usefulness.'

Türkçe

sana sarhoş edicilerden ve kumardan sorarlar: "o ikisinde büyük bir günah ve insanlar için yararlar var; ancak günahları yararlarından daha büyüktür," de.

Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor

Daha iyi çeviri için
7,766,841,840 insan katkısından yararlanın

Kullanıcılar yardım istiyor:



Deneyiminizi iyileştirmek için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi ziyaret etmeye devam ederek çerezleri kullanmamızı kabul etmiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi edinin. Tamam