İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.
Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
turkish public, policymakers divided over nato
türk kamuoyu ve politika belirleyicileri nato konusunda ikiye bölünmüş durumda
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
turkish policymakers, public divided over capital punishment
türk siyasetçiler idam cezası konusunda ikiye bölündü
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
such an approach should shape the agenda of policymakers.
politika belirleyenlerin gündemini bu tür bir yaklaşım şekillendirmeli.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
policymakers and the country's military take a different view, however.
ancak politika belirleyicileri ve ülkenin askeri kanadı farklı bir görüşteler.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
policymakers should consider the latest scientific information available when designing legal responses.
politika yapıcılar, yasal tepkileri tasarlarken, en son mevcut bilimsel bilgileri göz önüne almalıdırlar.
Son Güncelleme: 2014-02-06
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
how policymakers address the hot issues in the international economy will provide clues regarding its dynamics.
politikaları belirleyenlerin uluslararası ekonominin sıcak konularına yaklaşımları, bunun dinamiklerine ilişkin ipuçlarını verecektir.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 2
Kalite:
health planners and policymakers in europe increasingly look for mechanisms to ensure high quality in drug treatment.
psikososyal tedavi ve sosyal yeniden bütünleşmeye ilişkin ulusal kılavuz ilkeler daha nadirdir.
Son Güncelleme: 2014-02-06
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
economic policymakers at the national and canton levels badly need a working statistical system, butler said.
butler, ulusal ve kanton düzeyindeki ekonomik politika belirleyicilerinin işleyen bir istatistik sistemine fena halde ihtiyaç duyduklarını kaydetti.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
it is based on information provided mainly by policymakers, reitox experts and grass-root organisations.
bu belge esas olarak pek çok politika yapıcı, reitox uzmanı ve taban örgütleri tarafından sağlanan bilgilere dayanmaktadır.
Son Güncelleme: 2014-02-06
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
it is the size of external deficits that complicates the task of policymakers when they have to decide on what is a prudent budget policy.
dış açıkların boyutu, sağgörülü bir bütçe politikası oluşturmaya çalışan hükümetlerin işini zorlaştıran unsur.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
a new mindset is gradually taking place, as policymakers begin to see that mobility does not have to be seen simply as a threat.
politika yapıcılar artık mobiliteyi sadece bir tehdit unsuru olarak görmekten vazgeçtikleri için, yavaş yavaş yeni bir bakış açısı da oluşmaya başlıyor.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
but if the unrest in syria evolves into civil war, turkish policymakers might have to take a stronger stand on the issue, experts say.
ancak uzmanlar, suriye'deki ayaklanmaların iç savaşa dönüşmesi halinde, türk politika belirleyicilerinin daha güçlü bir duruş sergilemek zorunda kalabileceği görüşünde.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
after accession into the monetary union, the only macroeconomic instrument left to national policymakers, for adjustment purposes, is the public budget.
para birliğine katılımın ardından, bir ülkenin politika yapıcılarının elinde kalan düzenleyici nitelikteki tek makroekonomik araç kamu bütçesi olacaktır.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
and tangible progress has been made. this has meant that european policymakers have had to make difficult choices, and they have largely done so after carefully studying the available evidence.
politika yapıcıların zor tercihlerde bulunmak durumunda kalmış oldukları ve eldeki kanıtları dikkatle inceledikten sonra da bu tercihleri yaptıkları anlamına gelmiştir.
Son Güncelleme: 2014-02-06
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
according to some western policymakers, the salzburg eu summit again pledged the union's support for the region, renewing the commitments made in thessaloniki.
bazı batılı siyasetçilere göre ab'nin salzburg zirvesinde, bölgeye destek olma sözü verilerek selanik'teki kararlar yinelendi.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
as industrious as managers and policymakers may be, it is often a different figure -- the entrepreneur -- who is best able to identify major new opportunities and capitalise on them.
yöneticiler ve politika yapıcılar ne denli çalışkan olursa olsun, belli başlı yeni fırsatları en iyi şekilde tespit edip bunları sermayeye çevirebilen genellikle başka biri – yani girişimci – oluyor.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
and fortunately, we've been able, as iucn, to team up with the census of marine life and many of the scientists working there to actually try to translate much of this information to policymakers.
ayrıca iucn gibi deniz hayatı nufüs grubuyla birlikte bir takım olabildik ve orda çalışan pek çok bilim adamı bu bilgilerin büyük bir kısmını kanun koyucular için çevirisini yapıyor.
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
== reaction ==the attack surprised american officials and policymakers on vietnam, who were confident that the south vietnamese government was in control in saigon and that the vietcong were only a threat in rural areas.
== tepkiler ==saldırı, saygon'un güney vietnam hükümeti kontrolü altında olduğunu ve vietkong'un sadece kırsal alanlarda bir tehdit olduğunu düşünen amerikalı yetkililer ve politika yapanları şaşırttı.
Son Güncelleme: 2016-03-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
a collision of issues -- economic, political, strategic, and ecological -- suggests that policymakers should not be complacent, writes former romanian finance minister daniel daianu.
romanya'nın eski finans bakanı daniel daianu'ya göre politika oluşturanlar ekonomik, siyasi, stratejik ve ekolojik sorunların çatıştığı bu konuya kayıtsız kalmamalı.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
"in particular, the decision to use the euro as sole legal tender precludes policymakers from using currency depreciation as an instrument to boost international competitiveness and/or offset wage increases in excess of productivity growth," he said.
db yetkilisi, "Özellikle, tek yasal teklif olarak avro kullanma kararı, politika belirleyicilerinin devalüasyonu uluslararası rekabet gücünü artırma ve/veya üretkenliği artırma karşılığında maaş artışlarını dengeleme aracı olarak kullanmasını imkansız hale getirmekte." dedi.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor