Şunu aradınız:: stimulating (İngilizce - Türkçe)

Bilgisayar çevirisi

İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.

English

Turkish

Bilgi

English

stimulating

Turkish

 

Kimden: Makine Çevirisi
Daha iyi bir çeviri öner
Kalite:

İnsan katkıları

Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.

Çeviri ekle

İngilizce

Türkçe

Bilgi

İngilizce

colony stimulating factor

Türkçe

koloni uyarı faktörü

Son Güncelleme: 2013-06-12
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

they're more stimulating for discussion," he said.

Türkçe

kısa filmler tartışılmaya daha yatkın." dedi.

Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor

İngilizce

a programme for stimulating investments in macedonia has been drafted.

Türkçe

makedonya'da yatırımların artırılmasına yönelik bir program taslağı hazırlandı.

Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

and this is what i discovered in boston -- that frustration was very stimulating.

Türkçe

İşte benim boston'da keşfettiğim buydu -- yaşadığım dilsel hüsran aynı zamanda motive ediciydi.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

but if we manage not to be frightened by it, it's also stimulating.

Türkçe

ama, eğer bundan ürkmemeyi başarırsak aslında son derece de motive edicidir.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

the project is seen as a major tool for stimulating employment and growth in turkey.

Türkçe

proje, türkiye'de istihdam ve büyümenin canlandırılmasına hizmet edecek büyük bir araç olarak görülüyor.

Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

so for whatever reason, this implant is not successfully stimulating auditory cortices during melody perception.

Türkçe

yani ne sebeple olursa olsun, bu implantlar melodi algısı esnasındaki işitsel kortikalleri düzgünce harekete geçiremiyorlar.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

according to prime minister sali berisha, the move is aimed at stimulating development of the business sector.

Türkçe

başbakan sali berişa, hareketin iş sektörünün gelişimini canlandırma amaçlı olduğunu söyledi.

Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

wait. the same study found that smiling is as stimulating as receiving up to 16,000 pounds sterling in cash.

Türkçe

hatta aynı araştırma gülmenin beyinde nakit 16,000 İngiliz sterlini kazanmak kadar uyarıcı etkisi olduğunu bulmuştur.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

follicle-stimulating hormone (fsh) is a hormone found in humans and other animals.

Türkçe

fsh, folikül uyarıcı hormon ya da follicle-stimulating hormone), hipofiz bezinden salgılanan bir hormondur.

Son Güncelleme: 2016-03-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

also in news this week: a croatian professor provides evidence that the thyroid-stimulating hormone prevents osteoporosis.

Türkçe

bu hafta haberlerde ayrıca: hırvat profesör tiroid uyarıcı hormonun kemik erimesini önlediğine dair kanıt buldu.

Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

i was a little bit surprised, but that evening that's what we talked about, and it was a stimulating conversation.

Türkçe

biraz şaşırmıştım, ancak o akşam hakkında konuştuğumuz şeyler, aydınlatıcı bir konuşmaydı,

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

all the things that make a great city successful and all the things that make a great city stimulating -- they were all on display there on those streets.

Türkçe

tüm şeyler hepsi mükemmel bir şehir yapmak üzerine, başarılı ve tüm şeyler mükemmel bir şehir yapmak üzerine, büyüleyici -- ...orada görüntüde, o caddelerdeydi hepsi.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

less extreme but still raising ethical concerns is deep brain stimulation which involves the insertion of electrical stimulating electrodes into the regions of the brain involved in addiction, such as the insula.

Türkçe

uzun bir zaman uyuşturucu kullanımı neticesinde beyin yapısında istemli kontrolü zayıflatan uzun süreli değişiklikler oluştuğunu ileri sürdüğü için bağımlılığın beyin hastalığı olarak algılanması, uyuşturucu kullanımının daima isteğe bağlı olduğunu ileri süren bakış açısına ters düşer.

Son Güncelleme: 2014-02-06
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

the project is seen as a major tool for stimulating employment and growth in turkey. croatia and the international bank for reconstruction and development signed an agreement on a project to update the national land and maritime registries.

Türkçe

proje, türkiye'de istihdam ve büyümenin canlandırılmasına hizmet edecek büyük bir araç olarak görülüyor. hırvatistan ile uluslararası yeniden yapılanma ve kalkınma bankası, ulusal tapu ve gemi sicil kayıtlarının güncellenmesini amaçlayan bir proje hakkında bir anlaşma imzaladılar.

Son Güncelleme: 2012-04-07
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

the emcdda has been stimulating research into estimating the incidence of problem drug use and has recently published guidelines on this topic (scalia tomba et al., 2008).

Türkçe

sorunlu opioid kullanımının görülme ve yaygınlık oranlarına ilişkin yinelenen tahminlerin sınırlı sayıda olması, münferit tahminlerin etrafındaki istatistiksel belirsizlikle birlikte düşünüldüğünde, zaten zor olan zamansal eğilimleri izlemeyi daha da güçleștirmektedir.

Son Güncelleme: 2014-02-06
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

further efforts are also being made in energy efficiency, reducing energy demand, advancing the establishment of a true internal energy market, stimulating energy research and technology development and enhancing international cooperation on energy issues.

Türkçe

enerji verimliliği, enerji talebinin azaltılması, gerçek iç enerji pazarının kurulmasında ilerleme, enerji araştırma ve teknoloji gelişiminin desteklenmesi ve enerji sorunlarıyla ilgili uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi için de çabalar devam etmektedir.

Son Güncelleme: 2014-02-06
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

over tens and hundreds of thousands of years, we evolved to find certain things stimulating, and as very intelligent, civilized beings, we're enormously stimulated by problem solving and learning.

Türkçe

onbinler ve yüzbinlerce yıl boyunca teşfik edici belli şeyleri bulmak için geliştik ve zeki ve uygar varlıklar olarak sorun çözmek ve öğrenmekten fazlasıyla teşfik oluyoruz.

Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

in an effort to end the economic stagnation that has plagued europe, barroso hopes to steer europe away from the federalism of the previous commission and towards free-market, liberal policies aimed at stimulating consumer spending and business performance.

Türkçe

avrupa'nın genelini etkisi altına alan ekonomik durgunluğa son vermek amacıyla barroso, avrupa'yı bir önceki komisyonun federalist yaklaşımından uzaklaştırarak serbest piyasaya ve tüketici harcamaları ile ticaret performansını canlandıracak liberal politikalara yöneltmeyi hedefliyor.

Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

İngilizce

background food is well known to affect drug absorption by delaying gastric emptying time, altering gastrointestinal ph, stimulating bile flow, increasing splanchnic blood flow, or physically interacting with drugs [1–3]. furthermore, different foods, based on factors such as nutritional composition (high-protein, carbohydrate-rich, or high-fat meals), calorie content (low vs high calorie meals), volume, temperature and fluid ingestion, have distinct influences on the transit time, luminal dissolution, permeability and bioavailability of the drug product [4]. the biopharmaceutics classification system (bcs) is a scientific framework for classifying drug substances based on their aqueous solubility and intestinal permeability [5]. according to the bcs, drug substances are classified as four categories based on their solubility and intestinal permeability. fisher et al. reported that drug-food interactions could generally b

Türkçe

arka plan besinlerin mide boşalma süresini geciktirerek, gastrointestinal ph'ı değiştirerek, safra akışını uyararak, splanknik kan akışını artırarak veya ilaçlarla fiziksel olarak etkileşime girerek ilaç emilimini etkilediği iyi bilinmektedir [1-3]. ayrıca, besin bileşimi (yüksek proteinli, karbonhidrat bakımından zengin veya yüksek yağlı öğünler), kalori içeriği (düşük ve yüksek kalorili öğünler), hacim, sıcaklık ve sıvı alımı gibi faktörlere dayanan farklı yiyeceklerin geçiş süresi üzerinde belirgin etkileri vardır. luminal dis

Son Güncelleme: 2022-01-06
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Referans: Anonim

Daha iyi çeviri için
7,770,719,047 insan katkısından yararlanın

Kullanıcılar yardım istiyor:



Deneyiminizi iyileştirmek için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi ziyaret etmeye devam ederek çerezleri kullanmamızı kabul etmiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi edinin. Tamam