İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.
Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
damit haben wir ihnen ihre auflehnung vergolten.
'azgınlık ve hakka tecavüzde bulunmaları' nedeniyle onları böyle cezalandırdık.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
aber nein! sie fahren weiter in auflehnung und abneigung.
doğrusu onlar, azgınlık ve nefret içinde direnmektedirler.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
da verfolgten sie der pharao und seine truppen in auflehnung und Übertretung.
ama firavun ve askerleri zulmetmek ve saldırmak üzere onları takip etti.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
damit haben wir ihnen ihre auflehnung vergolten. und siehe, wir sind wahrhaftig.
bu da, isyanlarından dolayı onlara verdiğimiz ceza yüzündendi ve şüphe yok ki biz, sözümüzde doğruyuz.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
damit haben wir ihnen für ihre auflehnung vergolten, und wir sagen ja die wahrheit.
'azgınlık ve hakka tecavüzde bulunmaları' nedeniyle onları böyle cezalandırdık. biz şüphesiz doğru olanlarız.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
wer aber gezwungen wird, ohne daß er auflehnung oder Übertretung begeht, den trifft keine schuld.
allah gafurdur, rahimdir. (günahları çok affeder, merhamet ve ihsanı boldur).
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
aber wir lassen diejenigen, die nicht die begegnung mit uns erwarten, in ihrer auflehnung umherirren.
ama biz, bize kavuşmayı ummayanları kendi azgınlıkları içinde körü körüne bocalamaya bırakırız.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
sie wurden aber erst uneins, nachdem das wissen zu ihnen gekommen war, dies aus ungerechter auflehnung untereinander.
ama onlar kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
wen allah in die irre gehen läßt, der hat keinen, der ihn rechtleiten könnte; er läßt sie in ihrer auflehnung umherirren.
allah'ın saptırdığı kimseye artık hidayet verecek yoktur. ve onları tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda bırakıverir.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
da fürchteten wir, daß er sie durch (seine) auflehnung und durch (seinen) unglauben bedrücken würde.
bu çocuğun onları ileride azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite: