İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.
Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
il les dirigea sûrement, pour qu`ils fussent sans crainte, et la mer couvrit leurs ennemis.
düşmanlarınıysa deniz yuttu.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
oh! je voudrais que mes paroles fussent écrites, qu`elles fussent écrites dans un livre;
kitaba geçseydi,
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
avant que les montagnes fussent nées, et que tu eussent créé la terre et le monde, d`éternité en éternité tu es dieu.
Öncesizlikten sonsuzluğa dek tanrı sensin.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
et il ordonna qu`ils fussent baptisés au nom du seigneur. sur quoi ils le prièrent de rester quelques jours auprès d`eux.
böylelikle onların İsa mesih adıyla vaftiz olmalarını buyurdu. sonra onlar petrus'a, birkaç gün yanlarında kalması için ricada bulundular.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
les autres morts ne revinrent point à la vie jusqu`à ce que les mille ans fussent accomplis. c`est la première résurrection.
İlk diriliş budur. Ölülerin geri kalanı bin yıl tamamlanmadan dirilmedi.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
saul se releva de terre, et, quoique ses yeux fussent ouverts, il ne voyait rien; on le prit par la main, et on le conduisit à damas.
saul yerden kalktı, ama gözlerini açtığında hiçbir şey göremiyordu. sonra kendisini elinden tutup Şama götürdüler.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
il leur répondit: croyez-vous que ces galiléens fussent de plus grands pécheurs que tous les autres galiléens, parce qu`ils ont souffert de la sorte?
İsa onlara şöyle karşılık verdi: ‹‹böyle acı çeken bu celilelilerin, bütün öbür celilelilerden daha günahlı olduğunu mu sanıyorsunuz?
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
allah a très certainement fait une faveur aux croyants lorsqu'il a envoyé chez eux un messager de parmi eux-mêmes, qui leur récite ses versets, les purifie et leur enseigne le livre et la sagesse, bien qu'ils fussent auparavant dans un égarement évident.
allah inananların içinden, onlara ayetlerini okuyan, onları arındıran, onlara kitap ve bilgelik öğreten bir elçiyi göndermekle iyilikte bulundu. oysa onlar daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler!
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite: