Şunu aradınız:: mlado (Hırvatça - Türkçe)

mlado
genç

"imamo vrlo mlado stanovništvo koje je voljno raditi.
dedaj, “Çalışmak isteyen çok genç bir nüfusumuz var.

pa i košuta u polju ostavlja mlado jer trave nema.
Çünkü ot yok.

ni gumno ni kaca neæe ih hraniti, i mlado æe ih vino prevariti.
yeni şarap umutları boşa çıkacak.

i liban skakuæe poput teleta, a sirion kao mlado bivolèe!
siryon dağını yabanıl öküz yavrusu gibi sıçratır.

darom premilosrdnog srca boga našega po kojem æe nas pohoditi mlado sunce s visine
Çünkü tanrımızın yüreği merhamet doludur. onun merhameti sayesinde, yücelerden doğan güneş, karanlıkta ve ölümün gölgesinde yaşayanlara ışık saçmak ve ayaklarımızı esenlik yoluna yöneltmek üzere yardımımıza gelecektir.››

uz to imaju i iznimno mlado stanovništvo, pola je građana mlađe od 25 godina.
Öte yandan ülke oldukça genç bir nüfusa sahip. vatandaşların yarısı 25 yaşın altında.

ostvarenje velebnih ciljeva zacrtanih lisabonskom strategijom može se činiti luksuzom za rumunjsko mlado gospodarstvo.
lizbon gündeminde belirtilen büyük hedeflere ulaşmaya çalışmak, romanya’nın gelişmekte olan ekonomisi açısından bir lüks gibi görünebilir.

tako mlado stanovništvo iznimno je podložno poremećajima u obrazovanju i ishrani koji mogu narušiti njihov kasniji život.
bu kadar genç bir nüfus, yetişkin yaşamlarında sıkıntılara yol açabilecek eğitim ve beslenme bozukluklarına karşı özellikle hassas bir durumda bulunuypr.

"kosovo ima mlado stanovništvo – dobro obrazovano [uz poznavanje stranih jezika].
setimes'a konuşan konushefci, "kosova, [yabancı dili olan] iyi eğitimli genç bir nüfusa sahip.

ne može se reći znaju li ulagači u hrvatskoj manje ili više od ulagača u eu, jer je tržište još uvijek vrlo mlado.
hırvatistan’daki yatırımcıların ab’deki yatırımcılardan daha fazla mı yoksa daha az mı bilgi sahibi olduğunu bilemeyiz, çünkü piyasa daha çok yeni.

međutim, u zemlji koja se rapidno mijenja i koja ima mlado stanovništvo, tradicije nisu za svakoga i one se konstatno osporavaju.
ancak hızla değişen genç nüfuslu bir ülkede, gelenekler herkese göre değil ve sürekli olarak itirazla karşılaşıyor.

svog magarca za lozu privezuje, mlado magarice svoje za èokot. u vinu on kupa svoju odjeæu svoju halju u krvi od grožða.
kaftanını üzümün kızıl kanında yıkayacak.

stanovnici njini, nemoæni, prepadnuti i smeteni, bjehu kao trava u polju kao mlado zelenilo, kao trava vrh krovova opaljena vjetrom istoènim.
damlarda büyümeden kavrulup giden ota döndüler.

i tada izvršiše kletvu ništeæi oštricom maèa sve što bijaše u gradu: muško i žensko, staro i mlado, volove, ovce i magarad.
kadın erkek, genç yaşlı, küçük ve büyük baş hayvanlardan eşeklere dek, kentte ne kadar canlı varsa, hepsini kılıçtan geçirip yok ettiler.

djevojke æe se veselit' u kolu, mlado i staro zajedno, jer æu im tugu u radost pretvoriti, utješit æu ih i razveselit' nakon žalosti.
Üzüntülerini avutup onları sevindireceğim.

odbor je odlučio zadržati sadašnji starosni minimum -- 35 godina -- s obzirom na "prosječnu dob kosovskog stanovništva, koje je mlado".
komisyon, "kosova'nın genç nüfusunun yaş ortalaması" dikkate alınarak geçerli asgari yaşın -35- aynı kalmasına karar verdi.

kralj david reèe svemu zboru: "bog je izabrao moga sina salomona, mlado i nježno momèe, a ovo je velik posao, jer neæe biti za èovjeka dvor nego za boga jahvu.
kral davut bütün topluluğa şöyle dedi: ‹‹tanrının seçtiği oğlum süleyman genç ve deneyimsizdir. İş büyüktür. Çünkü bu tapınak insan için değil, rab tanrı içindir.

"svi idemo", odgovori mojsije, "i mlado i staro. odlazimo sa svojim sinovima i svojim kæerima; sa svojom krupnom i sitnom stokom, jer moramo održati sveèanost jahvi."
musa, ‹‹genç, yaşlı hep birlikte gideceğiz›› dedi, ‹‹oğullarımızı, kızlarımızı, davarlarımızı, sığırlarımızı yanımıza alacağız. Çünkü rabbe bayram yapmalıyız.››