Şunu aradınız:: pepo (Svahili - Türkçe)

na pepo ikasogezwa,
cennet yaklaştırıldığı zaman,

na pepo itasogezwa kwa wachamngu.
(o gün) cennet müttakilere yaklaştırılmıştır.

na ingia katika pepo yangu.
cennetime hoşgeldin.

na atawaingiza katika pepo aliyo wajuulisha.
onları kendilerine tanıtmış olduğu cennete sokacaktır.

ambao watairithi pepo ya firdausi, wadumu humo.
(evet) firdevs'e varis olan bu kimseler, orada ebedi kalıcıdırlar.

aliwaponya pia wote waliokuwa wanasumbuliwa na pepo wachafu.
İsayı dinlemek ve hastalıklarına şifa bulmak için gelmişlerdi. kötü ruhlar yüzünden sıkıntı çekenler de iyileştiriliyordu.

kisha akamsihi yesu asiwafukuze hao pepo katika nchi ile.
ruhları o bölgeden çıkarmaması için İsaya yalvarıp yakardı.

na hiyo ni pepo mliyo rithishwa kwa hayo mliyo kuwa mkiyafanya.
"İşte, yaptıklarınız dolayısıyla mirasçı kılındığınız cennet budur."

hiyo ndiyo pepo tutayo warithisha katika waja wetu walio kuwa wachamngu.
erdemli kullarımıza vereceğimiz cennet işte budur.

waliwafukuza pepo wengi wabaya; wakawapaka mafuta wagonjwa wengi, wakawaponya.
birçok cin kovdular; birçok hastayı, üzerlerine yağ sürerek iyileştirdiler.

basi, hao pepo wakamsihi, "utupeleke kwa hao nguruwe, tuwaingie."
kötü ruhlar İsaya, ‹‹bizi şu domuzlara gönder, onlara girelim›› diye yalvardılar.

(yesu alisema hivyo kwa sababu walikuwa wanasema, "ana pepo mchafu.")
İsa bu sözleri, ‹‹onda kötü ruh var›› dedikleri için söyledi.

basi, hao pepo wakamsihi, "ikiwa utatutoa, basi uturuhusu tuwaingie nguruwe wale."
cinler İsaya, ‹‹bizi kovacaksan, şu domuz sürüsüne gönder›› diye yalvardılar.