Şunu aradınız:: karşılamaya (Türkçe - Çekçe)

tanrını karşılamaya hazırlan, ey İsrail!››
a protož takť učiním, ó izraeli, a poněvadž takť učiniti míním, připraviž se vstříc bohu svému, ó izraeli.

İsanın bu doğaüstü belirtiyi gerçekleştirdiğini duyan halk onu karşılamaya çıktı.
protož i v cestu vyšel jemu zástup, když slyšeli, že by ten div učinil.

benimle konuşan melek yanımdan ayrılınca başka bir melek onu karşılamaya çıktı.
a aj, když anděl ten, kterýž mluvil se mnou, vycházel, jiný anděl vycházel jemu vstříc.

uşak onu karşılamaya koştu, ‹‹lütfen testinden biraz su ver, içeyim›› dedi.
tedy běžel služebník ten proti ní, a řekl: dej mi píti, prosím, maličko vody z věderce svého.

saul yakmalık sununun sunulmasını bitirir bitirmez samuel geldi. saul selamlamak için onu karşılamaya çıktı.
když pak již dokonal obětování oběti zápalné, aj, samuel přicházel, a saul vyšel proti němu, aby ho přivítal.

saray sorumlusu hilkiya oğlu elyakim, yazman Şevna ve devlet tarihçisi asaf oğlu yoah onu karşılamaya çıktı.
tedy vyšel k němu eliakim syn helkiášův, kterýž byl správce domu, a sobna písař, a joach syn azafův, kancléř.

‹‹gece yarısı bir ses yankılandı: ‹İşte güvey geliyor, onu karşılamaya çıkın!›
o půlnoci pak stal se křik: aj, Ženich jde, vyjděte proti němu.

‹‹kalk, samiriyeli İsrail kralı ahavı karşılamaya git. Şu anda navotun bağındadır. orayı almaya gitti.
vstana, vyjdi vstříc achabovi králi izraelskému, kterýž bydlí v samaří, a hle, jest na vinici nábotově, do níž všel, aby ji ujal.

rab haruna, ‹‹Çöle, musayı karşılamaya git›› dedi. harun gitti, onu tanrı dağında karşılayıp öptü.
Řekl také hospodin aronovi: jdi vstříc mojžíšovi na poušť. i šel a potkal se s ním na hoře boží, a políbil ho.

filistliler davutun İsrail kralı olarak meshedildiğini duyunca, bütün filist ordusu onu aramak için yola çıktı. bunu duyan davut onları karşılamaya gitti.
v tom uslyšavše filistinští, že by pomazán byl david za krále nade vším izraelem, vytáhli všickni filistinští hledati davida. o čemž uslyšav david, vytáhl proti nim.

saulun torunu mefiboşet de kralı karşılamaya gitti. kralın gittiği günden esenlikle geri döndüğü güne dek ayaklarını da, giysilerini de yıkamamış, bıyığını kesmemişti.
mifibozet také vnuk saulův vyjel vstříc králi. (neošetřoval pak byl noh svých, ani brady nespravoval, ani šatů svých nepral od toho dne, jakž byl odšel král, až do dne, když se navrátil v pokoji.)

erihalı peygamberler karşıdan elişayı görünce, ‹‹İlyasın ruhu elişanın üzerinde!›› dediler. sonra onu karşılamaya giderek önünde yere kapandılar.
což vidouce synové proročtí z jericha, naproti stojíce, řekli: odpočinul duch eliášův na elizeovi. i šli proti němu a poklonili se mu až k zemi.

yoramı ziyaret eden ahazyayı tanrı yıkıma uğrattı. ahazya oraya varınca, yoramla birlikte nimşi oğlu yehuyu karşılamaya gitti; rab yehuyu ahav soyunu ortadan kaldırmak için meshetmişti.
bylo pak to ku pádu od boha ochoziášovi, že přišel k joramovi. nebo jakž přišel, vyjel s joramem proti jéhu synu namsi, kteréhož byl pomazal hospodin, aby vyplénil dům achabův.

davutun filistli golyatı öldürmesinden sonra, askerler geri dönerken, İsrailin bütün kentlerinden gelen kadınlar, tef ve çeşitli çalgılar çalarak, sevinçli ezgiler söyleyip oynayarak kral saulu karşılamaya çıktılar.
stalo se pak, když se oni domů brali, a david též se navracoval od zabití filistinského, že vyšly ženy z každého města izraelského, zpívajíce a plésajíce, vstříc saulovi králi s bubny, s veselím a s husličkami.

yael siserayı kovalayan barakı karşılamaya çıktı. ‹‹gel, aradığın adamı sana göstereyim›› dedi. barak kadını izledi ve şakağına kazık çakılmış siserayı ölü buldu.
a aj, barák honil zizaru. i vyšla jáhel vstříc jemu, a řekla mu: poď, a ukážiť muže, kteréhož hledáš. i všel k ní, a aj, zizara ležel mrtvý na zemi, a hřeb v židovinách jeho.

givondaki büyük kayanın yanına varınca, amasa onları karşılamaya geldi. yoav savaş giysisini giymişti. giysinin üzerine bir kemer kuşanmış, kemere kınında duran bir kılıç bağlamıştı. yoav ilerlerken kılıç kınından çıktı.
a když byli u kamene toho velikého, kterýž jest v gabaon, amaza potkal se s nimi. joáb pak byl opásán po sukni, v kterouž byl oblečen, na níž také měl připásaný meč k bedrám v pošvě své, kterýž snadně vytrhnouti i zase vstrčiti mohl.

2008 etkililik değerlendirmesinde, ‘ajans aynı zamanda, artan bilgi taleplerini, kaynaklarda aynı ölçüde artış söz konusu olmadığı halde karşılamayı başarmıştır. bu da organizasyon içindeki etkililik artışına işaret etmektedir’ denmiştir.
hodnocení efektivnosti za rok 2008 uvedlo, že „agentura byla také schopna vyhovět rostoucí poptávce po informacích bez podobné míry nárůstu v oblasti zdrojů, což ukazuje též na efektivnost v rámci organizace“.