Şunu aradınız:: perde (Türkçe - Çekçe)

perde
opona

bir perde aşağıctrl+down
ctrl+down

onlarla arasına bir perde çekmişti.
a spustila závěs mezi sebou a jimi.

ve ailesiyle arasına bir perde germişti.
a spustila závěs mezi sebou a jimi.

kendisiyle onlar arasına bir perde çekmişti.
a spustila závěs mezi sebou a jimi.

sonra, insanlardan gizlenmek için bir perde germişti.
a spustila závěs mezi sebou a jimi.

sonra ailesiyle kendisi arasına bir perde koymuştu.
a spustila závěs mezi sebou a jimi.

meryem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti.
a spustila závěs mezi sebou a jimi.

Çadırın perdelerinden artan yarım perde konutun arkasından sarkacak.
co pak zbývá houní po přikrytí stánku, totiž půl houně přesahující, převisne při zadní straně příbytku.

sonra onlardan yana (kendini gizleyen) bir perde çekmişti.
a spustila závěs mezi sebou a jimi.

kim kısası bağışlarsa, bu bağışlaması kendisi için günahlara bir perde olur.
a kdo místo toho dá almužnu, bude to pro něj vykoupením z hříchů.

‹‹konutun üstünü kaplayacak çadır için keçi kılından on bir perde yap.
nadto uděláš houní z srstí kozích na stánek k přistírání příbytku po vrchu; jedenácte takových houní uděláš.

allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. gözlerine de bir perde inmiştir.
bůh srdce jejich i sluch jejich zapečetil a přes oči jejich clonu položil a pro ně je určen trest hrozný.

hem o'nun hanımlarına bir ihtiyaç soracağınız vakit de perde arkasından sorun.
avšak bůh se nestydí říci pravdu.

allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. gözlerinin üzerinde bir de perde vardır.
bůh srdce jejich i sluch jejich zapečetil a přes oči jejich clonu položil a pro ně je určen trest hrozný.

allah kalplerini ve kulaklarını mühürler. gözlerinde perde vardır ve büyük azap onlar içindir.
bůh srdce jejich i sluch jejich zapečetil a přes oči jejich clonu položil a pro ně je určen trest hrozný.

kur'an okuduğun zaman seninle, ahirete inanmayanların arasına gizli bir perde çekeriz.
když přednášíš korán, spouštíme mezi tebe a ty, kdož nevěří v život budoucí, závěs zahalující

ve ikisinin arasına birbirine kavuşmalarına engel olan bir perde koymuştur (hiç birbirine kavuşmazlar).
a mezi oběma umístil překážku a přehradu zahrazující.

perdeyi kopçaların altına asıp levha sandığını perdenin arkasına koy. perde kutsal yerle en kutsal yeri birbirinden ayıracak.
a dáš oponu na háky, a vneseš vnitř za oponu truhlu svědectví; a oddělovati vám bude ta opona svatyni od svatyně svatých.

bunun üzerine biz de o mağarada onların kulaklarına nice yıllar perde koyduk (uykuya daldırdık.)
a zakryli jsme uši jejich v jeskyni té během roků mnohých,