Şunu aradınız:: eleştirilmişti (Türkçe - İngilizce)

hatırlarsanız condoleezza rice bir davette çizme giymişti ve bunun için eleştirilmişti.
and one of the things -- if you remember condoleezza rice was at some event and she wore boots, and she got criticized over that.

akp, kürt yanlısı siyasetçilere getirilen yasağın ardından tavrını yüksek sesle ortaya koymadığı için eleştirilmişti.
following the initial ban on the pro-kurdish politicians, the akp was criticised for not speaking out more strongly.

akp, kürt azınlığın uzun zamandır süren sorunlarına çözme amaçlı mayıs 2009'daki bir önceki girişiminde planlama yapmamakla eleştirilmişti.
the akp was criticised for its lack of planning in its previous attempt to address the long-running grievances of the kurdish minority, in may 2009.

alman christian schwarz-schilling (sağda), bonn güçlerini kullanmadığı için eleştirilmişti. [yt]
germany's christian schwarz-schilling (right) has been criticised for not using the bonn powers. [ohr]

setimes: eski yüksek temsilci lord paddy ashdown, iktidardaki milliyetçi partilerle işbirliği yaptığı gerekçesiyle bh’de yerel halk tarafından eleştirilmişti.
setimes: the local public in bih criticised [former high representative] lord paddy ashdown for his co-operation with ruling nationalist parties in bih.

Şiddeti göz alıcı hale getirdiği için eleştirilmişti, çünkü bakın – güneş gözlükleri ve şu uzun ceketler ve tabii ki duvarlarda yürüyebiliyor ve gerçek dünyada yapılması imkansız olan şeyleri yapıyorlar. yapılması imkansız olan şeyleri yapıyorlar.
it was criticized for glamorizing violence, because, look -- sunglasses and those long coats, and, of course, they could walk up walls and do all these kinds of things that are impossible in the real world.

ayrıca üç özlü söz de ekledik çünkü ilk genomda sadece eserimizi imzalayıp daha derin birşeyler söylemediğimiz için eleştirilmiştik.
and we added three quotations, because with the first genome we were criticized for not trying to say something more profound than just signing the work.