Şunu aradınız:: hazine (Türkçe - İngilizce)

hazine avı
sushi dash

hazine okyanusu
jemima dressup

hazine adada gömülüydü.
the treasure was buried on the island.

hazine bonosu gelirini getirir
returns the yield for a treasury bill

hazine için orayı burayı kazdılar.
they dug here and there for treasure.

oysa siz onun hazine-koruyucuları değilsiniz.
and you are not its retainers.

altında onlara ait bir hazine vardı.
beneath it was (buried) a treasure which belonged to them.

hasankeyfin her yeri tarih, her yeri hazine.
every place in hasankeyf is history, every place is precious.

abd hazine bonolarının ana alıcısı bu kişidir.
he is the main buyer of u.s. treasury bonds.

duvarın altında onlara ait bir hazine vardı.
beneath it was (buried) a treasure which belonged to them.

bir hazine bonosunun senet eşiti gelirini getirir
returns the bond-equivalent yield for a treasury bill

bir arkadaş az sayıda hazine kadar çok değerlidir.
few treasures are worth as much as a friend.

boşluk çubuğuna bir hazine almak için veya göğüs açın.
can you choose a dress for her?

sanayi ve ticaret bakanlýðý, saðlýk bakanlýðý, hm hazine
department of trade and industry, department of health, hm treasury

dış ekonomik İlişkiler ve kamu İktisadi teşebbüsleri hazine genel müdürlükleri
the treasury of general directorates for foreign economic relation and state economic enterprises

bakanlık kabine'nin bir üyesi olan hazine bakanı tarafından yönetilir.
the department is administered by the secretary of the treasury, who is a member of the cabinet.

bu hafta ayrıca: İngiliz bilim insanları hırvatistan açıklarında hazine buldular.
also this week: british scientists unearth treasure in the seas off croatia.

devlet tahvilleri, hazine kefaletini haiz tahviller ise paraya çevrilmek suretiyle, gelir kaydedilir.
by way of converting government bond, bonds with treasury guarantee into money.

"duvar ise kentteki iki öksüze aitti. duvarın altında onlara ait bir hazine vardı.
"the tumbling wall belonged to two orphans in the town whose father was a righteous person.