Şunu aradınız:: nükleik (Türkçe - İngilizce)

nükleik asit
nucleic acids

nükleik bileşikler
nucleic compounds

nükleik asit hibridizasyonu
molecular hybridization

virüs, tavırlı bir nükleik asittir dizisidir.
a virus is a string of nucleic acid with attitude.

"bir nükleik asit çiftinin erime sıaklığını hesaplar."
"computes the melting temperature for a nucleic acid duplex."

amino asitleri kullanıyoruz , nükleik asitler, karboksilik asitler, yağ asitlerini kullanabilirdik.
we could use amino acids, we could use nucleic acids, carboxylic acids, fatty acids.

bunlar nükleik asit ve amino asit olşturan elementler, bildiğimiz gibi yaşam için gerekli olan öğeler.
these are the elements that make up nucleic acids and amino acids, essential ingredients for life as we know it.

en yaygın nükleik asitler deoksiribonükleik asit (dna) ve ribonükleik asit (rna)'dır.
nucleic acids, which include dna (deoxyribonucleic acid) and rna (ribonucleic acid), are made from monomers known as nucleotides.

antikor, antijen ve nükleik asit testlerinin bir kombinasyonu olan bu yöntem gelişmiş batılı ülkelere kan bankalarında kullanılmaktadır.
a combination of antibody, antigen and nucleic acid tests are used by blood banks in western countries.

hepimizin dna'mız olarak bildiği nükleik dna, ve bir de hücrenin enerji kaynağı olan mitokondrinin içindeki dna.
we have our nucleic dna that everybody thinks of as our dna, but we also have dna in our mitochondria, which are the energy packets of the cell.

gliserol nükleik asit (gna) omurgasının bütünlüğünde farklılık gösteren, dna veya rna'ya benzeyen bir polimerdir.
glycol nucleic acid (gna) is a polymer similar to dna or rna but differing in the composition of its "backbone".

biyolojik hücrelerin genetik materyali olan nükleik asitlerlerin kimyasal bileşiminin belirlenmesinde yaptığı çalışmalarla 1910 yılında nobel fizyoloji veya tıp Ödülü'nü kazandı.
he was awarded the nobel prize for physiology or medicine in 1910 for his work in determining the chemical composition of nucleic acids, the genetic substance of biological cells.

bunun bir okul kitabındaki hali ise şöyledir: "bakteriyofaj replikasyonu viral nükleik asidin bir bakteriye girişi vasıtasıyla başlatılır. "
the way this showed up in the textbook, it looked like this: "bacteriophage replication is initiated through the introduction of viral nucleic acid into a bacterium."

anfinsen çoğu protein yapı ve fonksiyon arasındaki ilişkiler alanında 200'den fazla özgün makaleler yayınladı.aynı zamanda nükleik asit sıkışması alanında fikirlerin öncüsü olmuştur.
anfinsen published more than 200 original articles, mostly in the area of the relationships between structure and function in proteins.

peptit nükleik asit (pna) yapay olarak sentezlenen, dna veya rna'ya benzeyen bir polimerdir ve biyolojik araştırmalarda ve tıbbi tedavilerde kullanılır.
peptide nucleic acid (pna) is an artificially synthesized polymer similar to dna or rna invented by peter e. nielsen (univ.

aynı yıl ayrıca paul berg, "nükleik asitlerin, özellikle de rekombinant dna'nın biyokimyası üzerine temel çalışmaları için" Ödülü kazanan diğer isim olmuştur.
the other half was awarded to paul berg "for his fundamental studies of the biochemistry of nucleic acids, with particular regard to recombinant dna".

abd gıda ve İlaç dairesi (fda), gen terapisini, "transfer edilen genetik materyalin transkripsiyonu ve / veya translasyonu yoluyla ve / veya konak genomuna entegre edilerek etkilerine aracılık eden ve nükleik asitler, virüsler veya genetik olarak uygulanan ürünler" olarak tanımlar. tasarlanmış mikroorganizmalar. Ürünler, hücreleri in vivo modifiye etmek için kullanılabilir veya alıcıya uygulanmadan önce ex vivo hücrelere aktarılabilir ".
the us food and drug administration (fda) defines gene therapy as products “that mediate their effects by transcription and/or translation of transferred genetic material and/or by integrating into the host genome and that are administered as nucleic acids, viruses, or genetically engineered microorganisms. the products may be used to modify cells in vivo or transferred to cells ex vivo prior to administration to the recipient”.