Şunu aradınız:: yaşıt (Türkçe - İspanyolca)

hep yaşıt sevgililer,
afectuosas, de una misma edad,

genç ve yaşıt eşler...
de turgidos senos, de una misma edad,

eşlerine düşkün ve yaşıt.
afectuosas, de una misma edad,

göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
de turgidos senos, de una misma edad,

memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var.
de turgidos senos, de una misma edad,

göğüsleri henüz tomurcuklanmış yaşıt kızlar.
de turgidos senos, de una misma edad,

göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar,
de turgidos senos, de una misma edad,

eşlerine sevgiyle tutkun (ve) hep yaşıt,
afectuosas, de una misma edad,

yanlarında, bakışlarını eşlerine yöneltmiş yaşıt dilberler vardır.
junto a ellos estarán las de recatado mirar, de una misma edad.

ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş yaşıt kadınlar vardır.
junto a ellos estarán las de recatado mirar, de una misma edad.

cilveli, şirin sözlü, eşlerine aşık ve onlarla yaşıt kıldık.
afectuosas, de una misma edad,

yanlarında da bakışlarını yalnız (kocalarına) diken (kendileriyle) yaşıt dilberler vardır.
junto a ellos estarán las de recatado mirar, de una misma edad.

onlara bahçeler, üzüm bağları, turunç göğüslü genç yaşıt dilberler, dolu dolu kadehler var. [38,52; 56,37]
copa desbordante.

böylece onları, ashab-ı yemin için bakire kızlar, kocalarına âşık yaşıtlar kıldık.
afectuosas, de una misma edad,