Şunu aradınız:: koyunlar (Türkçe - Japonca)

koyunlar
羊

- koyunlar gelsin!
もっと!

kurt, koyunlar arasında gizlenebilir.
オオカミが羊の群れに紛れている

aptal koyunlar aptal saman balyaları
バカな羊 バカな干し草

etrafta koyunlar otluyor ama hiç çoban yok.
羊が羊飼い無しで移動している

atlar siĞirlar koyunlar telef halde bulundu.
」 「家畜が殺害さる」

atlar, keçiler, koyunlar domuzlarla ilgili de var...
馬、豚、ヤギ、羊...

adam kaçar. Çünkü ücretlidir ve koyunlar için kaygı duymaz.
彼は雇人であって、羊のことを心にかけていないからである。

benden önce gelenlerin hepsi hırsız ve hayduttu, ama koyunlar onları dinlemedi.
わたしよりも前にきた人は、みな盗人であり、強盗である。羊は彼らに聞き従わなかった。

kalabalıkları görünce onlara acıdı. Çünkü çobansız koyunlar gibi şaşkın ve perişandılar.
また群衆が飼う者のない羊のように弱り果てて、倒れているのをごらんになって、彼らを深くあわれまれた。

"magooville'deki tüm koyunlar beyazdı fakat abel siyah bir koyundu."
" マグービルの羊は 皆 白かった─ でも エイブルは 黒かった "

soyduğu çubukları koyunların önüne, su içtikleri yalaklara koydu. koyunlar su içmeye gelince çiftleşiyorlardı.
皮をはいだ枝を、群れがきて水を飲む鉢、すなわち水ぶねの中に、群れに向かわせて置いた。群れは水を飲みにきた時に、はらんだ。

kendi koyunlarının hepsini dışarı çıkarınca önlerinden gider, koyunlar da onu izler. Çünkü onun sesini tanırlar.
自分の羊をみな出してしまうと、彼は羊の先頭に立って行く。羊はその声を知っているので、彼について行くのである。

İpten bir kamçı yaparak hepsini koyunlar ve sığırlarla birlikte tapınaktan kovdu, para bozanların paralarını döküp masalarını devirdi.
なわでむちを造り、羊も牛もみな宮から追いだし、両替人の金を散らし、その台をひっくりかえし、

kapıyı bekleyen ona kapıyı açar. koyunlar çobanın sesini işitirler, o da kendi koyunlarını adlarıyla çağırır ve onları dışarı götürür.
門番は彼のために門を開き、羊は彼の声を聞く。そして彼は自分の羊の名をよんで連れ出す。

‹‹o kişi topluluğun önünde yürüsün ve topluluğu yönetsin. Öyle ki, rabbin topluluğu çobansız koyunlar gibi kalmasın.››
彼らの前に出入りし、彼らを導き出し、彼らを導き入れる者とし、主の会衆を牧者のない羊のようにしないでください」。

İsrailin sulak otlaklarındaki sürüden iki yüz koyundan bir koyun alınacak. halkın günahlarını bağışlatmak için bu koyunlar yakmalık sunular, tahıl ve esenlik sunuları için kullanılacak. egemen rab böyle diyor.
またイスラエルの氏族から、家畜の群れ二百につき一頭の羊を出して、素祭、燔祭、酬恩祭とし、彼らのために、あがないをなせと主なる神は言われる。

"bu benim kardeşimdir, doksan dokuz koyunu vardır, benimse bir tek koyunum var. buna rağmen "onu da benim payıma (koyunlarıma) kat" dedi ve bana, konuşmada üstün geldi."
「これは，わたしの兄です。かれは99頭も雌羊を持っており，わたしは（只）1頭しか持っていませんでした。ところがかれは，それをも自分に任せなさいと言ったのです。そして言葉巧みにわたしを言い負かせてしまったのです。」