İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.
Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
yağmurlar yağdırdık,
بێگومان ئێمه ئاومان بۆ داباراندهوهته خوارهوه، چۆن دابارینێت.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Şüphe yok ki biz, bir yağmurdur, yağdırdık.
بێگومان ئێمه ئاومان بۆ داباراندهوهته خوارهوه، چۆن دابارینێت.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
memleketlerini alt üst ettik, üzerlerine sert taş yağdırdık.
ئینجا شارهکهمان ژێرهو ژوور کردو به سهنگگڵ بهرد بارانمان کردن.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Üstlerine bir yağmur yağdırdık. suçluların sonuna bak!
ئهوسا (بهردمان) بهسهرداباراندن، جا تهماشا بکهو سهرنج بدهو پهند وهرگرهو بزانه، سهرئهنجامی تاوانباران وبێ ڕهوشتان چۆن بوو.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık. uyarılanların yağmuru ne kötüdür.
(له بهرهبهیاندا) بهردبارانمان کردن، ئای که بهردبارانی بێدارکراوهکان سهخت و دژواره!
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Üzerlerine bir de yağmur yağdırdık. ne de kötüymüş uyarılanların yağmuru!
بهسهختیش بهرد بارانمان کردن، ئای که خراپ و سهخت و دژواره بارانی بێدارکراوهکان.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
onlara yağmur gibi taş yağdırdık, bak da gör suçluların sonucu ne olmuş.
ئهوسا (بهردمان) بهسهرداباراندن، جا تهماشا بکهو سهرنج بدهو پهند وهرگرهو بزانه، سهرئهنجامی تاوانباران وبێ ڕهوشتان چۆن بوو.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
derken açtık göklerin kapılarını da şarıl şarıl ardı gelmez yağmurlar yağdırdık.
ئهوسا ئیتر ئێمه دهروازهکانی ئاسمانمان هاوڕێ لهگهڵ ئاوێکی خوڕدا کردوه
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
emrimiz gelince onun üstünü altına getirdik, üzerlerine sertleşmiş kat kat taş yağdırdık.
جا کاتێك فهرمانی ئێمه بۆ تیاچوونیان هات، شارۆچکهکهیانمان ژێره و ژوور کرد و به قوڕی سوورهوه کراوی وهك بهرد، چین لهسهر چین بهرد بارانمان کرد.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
böylece ülkelerinin üstünü altına getirdik. Üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık.
ئینجا شارهکهمان ژێرهو ژوور کردو به سهنگگڵ بهرد بارانمان کردن.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
biz, onların şehirlerinin üstünü altına geçirdik ve üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık.
ئینجا شارهکهمان ژێرهو ژوور کردو به سهنگگڵ بهرد بارانمان کردن.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
anında (yurtlarının) üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taş yağdırdık.
ئینجا شارهکهمان ژێرهو ژوور کردو به سهنگگڵ بهرد بارانمان کردن.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
geriye kalanların üzerine öyle bir yağmur yağdırdık ki! suçluların sonunun nasıl olduğuna bir bak!
ئهوسا (بهردمان) بهسهرداباراندن، جا تهماشا بکهو سهرنج بدهو پهند وهرگرهو بزانه، سهرئهنجامی تاوانباران وبێ ڕهوشتان چۆن بوو.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
ey İsrailoğulları, sizi kurtardık düşmanlarınızdan, sözleştik sizinle turun sağ yanında ve size kudret helvasıyla bıldırcın yağdırdık.
(پاشان خوا؛ ڕوو به نهوهی ئیسرائیل دهفهرموێت): ئهی نهوهی ئیسرائیل بێگومان ئێمه ئێوهمان له دهست دوژمنهکهتان ڕزگار کردو بهڵێنیشمان دانێ که لای ڕاستی کێوی طوردا (پهیمانتان لێ وهربگرین)، گهزۆ و شهلاقهشمان بۆ دابین کردن.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
nihayet emrimiz gelince oranın üstünü altına getirdik. ve üzerlerine, pişirilmiş çamurdan yapılıp istif edilmiş taş yağdırdık.
جا کاتێك فهرمانی ئێمه بۆ تیاچوونیان هات، شارۆچکهکهیانمان ژێره و ژوور کرد و به قوڕی سوورهوه کراوی وهك بهرد، چین لهسهر چین بهرد بارانمان کرد.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
böylece emrimiz geldiği zaman, üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık;
جا کاتێك فهرمانی ئێمه بۆ تیاچوونیان هات، شارۆچکهکهیانمان ژێره و ژوور کرد و به قوڕی سوورهوه کراوی وهك بهرد، چین لهسهر چین بهرد بارانمان کرد.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
emrimiz gelince, o şehirlerin altını üstüne getirdik, tepelerine, üstüste yığılıp taş kesilmiş balçıktan meydana gelmiş taşlar yağdırdık.
جا کاتێك فهرمانی ئێمه بۆ تیاچوونیان هات، شارۆچکهکهیانمان ژێره و ژوور کرد و به قوڕی سوورهوه کراوی وهك بهرد، چین لهسهر چین بهرد بارانمان کرد.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
ve üzerlerine bir (taş) yağmur(u) yağdırdık; bak, işte suçluların sonu nasıl oldu!
ئهوسا (بهردمان) بهسهرداباراندن، جا تهماشا بکهو سهرنج بدهو پهند وهرگرهو بزانه، سهرئهنجامی تاوانباران وبێ ڕهوشتان چۆن بوو.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
ve gökten, ihtiyaç miktarınca yağmur yağdırdık da yağmur suyunu yerde kararlaştırdık, topladık ve bizim, hiç şüphe yok ki onu gidermeye de gücümüz yeter.
هه ڕ ئێمه له ئاسمانهوه به ئهندازهو نهخشهیهکى دیاریکراو بارانمان باراندووهو ئینجا له ناخى زهویدا جێگیرمان کردووه، بێگومان ئێمه به جۆرهها شێوه دهتوانین ئهو ئاوه له ناو بهرین و ئهو سهرچاوانه وشك بکهین.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
buyruğumuz gelince oraların altını üstüne getirdik; üzerine rabbinin katından, işaretli olarak yığın yığın sert taş yağdırdık. bunlar zalimlerden hiçbir zaman uzak olmayacaktır.
جا کاتێك فهرمانی ئێمه بۆ تیاچوونیان هات، شارۆچکهکهیانمان ژێره و ژوور کرد و به قوڕی سوورهوه کراوی وهك بهرد، چین لهسهر چین بهرد بارانمان کرد.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite: