Şunu aradınız:: kovalamaktan (Türkçe - Sırpça)

bundan sonra saul filistlileri kovalamaktan vazgeçti. filistliler de yerlerine döndüler.
tada se vrati saul od filisteja, a filisteji otidoše u svoje mesto.

saul filistlileri kovalamaktan dönünce, davutun eyn-gedi Çölünde olduğu haberini aldı.
a david otišavši odande stade na tvrdim mestima engadskim.

yoav avneri kovalamaktan döndükten sonra orduyu topladı. asahelden başka, davutun adamlarından on dokuz kişi eksikti.
a joav se vrati od avenira, i kad skupi sav narod, ne beše od sluga davidovih devetnaest ljudi i asaila.

yoav şöyle karşılık verdi: ‹‹yaşayan tanrının adıyla derim ki, seslenmeseydin askerler sabaha dek kardeşlerini kovalamaktan vazgeçmeyecekti.››
a joav reèe: tako živ bio bog, da nisi kazao, narod bi još jutros otišao, nijedan ne bi terao brata svog.

avner, ‹‹sağa ya da sola dön. gençlerden birini yakala ve kendin için silahlarını al›› dedi. ama asahel avneri kovalamaktan vazgeçmek istemedi.
a avenir mu reèe: svrni nadesno ili nalevo, i uzmi jednog od tih momaka, i skini odoru s njega. ali ne hte asailo svrnuti iza njega.

avner asaheli bir daha uyardı: ‹‹beni kovalamaktan vazgeç! neden seni yere sereyim? sonra kardeşin yoavın yüzüne nasıl bakarım?››
i avenir opet reèe asailu: odstupi od mene; zašto da te sastavim sa zemljom? i kako bih smeo pogledati u joava brata tvog?

taubman, "gerçekçi olmalı ve bükreş'te yaşanan son siyasi kargaşanın romen sınırları dışında yatırım fırsatları kovalamak için doğru zaman olup olmadığına dair şüphelere yol açtığını fark etmeliyiz.
"treba da budemo realni i priznamo da su nedavna politička previranja u bukureštu izazvala sumnju van granica rumunije u pogledu toga da li je u ovom trenutku ovo pravo mesto kada su u pitanju investicione mogućnosti.