Şunu aradınız:: eğilip (Türkçe - Arapça)

Bilgisayar çevirisi

İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.

Turkish

Arabic

Bilgi

Turkish

eğilip

Arabic

 

Kimden: Makine Çevirisi
Daha iyi bir çeviri öner
Kalite:

İnsan katkıları

Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.

Çeviri ekle

Türkçe

Arapça

Bilgi

Türkçe

adam eğilip rabbe tapındı.

Arapça

فخرّ الرجل وسجد للرب.

Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

ve secde edenler arasında eğilip doğrulurken .

Arapça

« وتقلبك » في أركان الصلاة قائما وقاعدا وراكعا وساجدا « في الساجدين » المصلين .

Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

haman, mordekayın eğilip yere kapanmadığını görünce öfkeden kudurdu.

Arapça

ولما رأى هامان ان مردخاي لا يجثو ولا يسجد له امتلأ هامان غضبا.

Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

meryem ise mezarın dışında durmuş ağlıyordu. ağlarken eğilip mezarın içine baktı.

Arapça

اما مريم فكانت واقفة عند القبر خارجا تبكي. وفيما هي تبكي انحنت الى القبر

Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

biz dilesek , onların üzerine gökten bir mucize indiririz de , ona boyunları eğilip kalır .

Arapça

« إن نشأ ننزل عليهم من السماء آية فظلّت » بمعنى المضارع : أي تظل ، أي تدوم « أعناقهم لها خاضعين » فيؤمنون ، ولما وصفت الأعناق بالخضوع الذي هو لأربابها جمعت الصفة جمع العقلاء .

Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

musa kayınbabasını karşılamaya çıktı, önünde eğilip onu öptü. birbirinin hatırını sorup çadıra girdiler.

Arapça

فخرج موسى لاستقبال حميه وسجد وقبّله. وسأل كل واحد صاحبه عن سلامته. ثم دخلا الى الخيمة

Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

yalnızca ulu gücüyle her yere erişen eliyle sizleri mısırdan çıkaran rabbe tapınacaksınız. onun önünde eğilip ona kurban keseceksiniz.

Arapça

بل انما اتقوا الرب الذي اصعدكم من ارض مصر بقوة عظيمة وذراع ممدودة وله اسجدوا وله اذبحوا.

Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

eğilip rabbe tapındım. efendimin oğluna kardeşinin torununu almak için bana doğru yolu gösteren efendim İbrahimin tanrısı rabbe övgüler sundum.

Arapça

وخررت وسجدت للرب وباركت الرب اله سيدي ابراهيم الذي هداني في طريق امين لآخذ ابنة اخي سيدي لابنه.

Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

bundan sonra rab balamın gözlerini açtı. balam yalın kılıç yolda durmakta olan rabbin meleğini gördü, eğilip yüzüstü yere kapandı.

Arapça

ثم كشف الرب عن عيني بلعام فابصر ملاك الرب واقفا في الطريق وسيفه مسلول في يده فخرّ ساجدا على وجهه.

Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

Şu haberi yayıyordu: ‹‹benden sonra benden daha güçlü olan geliyor. eğilip onun çarıklarının bağını çözmeye bile layık değilim.

Arapça

وكان يكرز قائلا يأتي بعدي من هو اقوى مني الذي لست اهلا ان انحني واحل سيور حذائه.

Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

kardeşleri, ‹‹babamız kulun iyi›› diye yanıtladılar, ‹‹hâlâ yaşıyor.›› sonra saygıyla eğilip yere kapandılar.

Arapça

فقالوا عبدك ابونا سالم. هو حيّ بعد. وخروا وسجدوا

Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

bütün yüzler ( insanlar ) , diri ve her şeye hakim olan allah için eğilip boyun bükmüştür . zulüm yüklenen ise , gerçekten perişan olmuştur .

Arapça

« وعنت الوجوه » خضعت « للحي القيوم » أي الله « وقد خاب » خسر « من حَمَلَ ظلماً » أي شركاً .

Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

allah ' ın elçisi muhammed ve beraberinde bulunanlar inkarcılara karşı sert ve kendi aralarında ise merhametlidirler . onları , eğilip secde ederek allah ' tan lütuf ve hoşnutluk dilerken görürsün .

Arapça

« محمد » مبتدأ « رسول الله » خبره والذين معه » أي أصحابه من المؤمنين مبتدأ خبره « أشداء » غلاظ « على الكفار » لا يرحمونهم « رحماء بينهم » خبر ثان ، أي متعاطفون متوادون كالوالد مع الولد « تراهم » تبصرهم « ركعا سجدا » حالان « يبتغون » مستأنف يطلبون « فضلا من الله ورضوانا سيماهم » علامتهم مبتدأ « في وجوههم » خبره وهو نور وبياض يُعرفون به في الآخرة أنهم سجدوا في الدنيا « من أثر السجود » متعلق بما تعلق به الخبر ، أي كائنة وأعرب حالا من ضميره المنتقل إلى الخبر « ذلك » الوصف المذكور « مثلهم » صفتهم مبتدأ « في التوراة » خبره « ومثلهم في الإنجيل » مبتدأ خبره « كزرع أخرج شطأه » بسكون الطاء وفتحها : فراخه « فآزره » بالمد والقصر قواه وأعانه « فاستغلظ » غلظ « فاستوى » قوي واستقام « على سوقه » أصوله جمع ساق « يعجب الزراع » أي زرَّاعه لحسنه ، مثل الصحابة رضي الله عنهم بذلك لأنهم بدأوا في قلة وضعف فكثروا وقووا على أحسن الوجوه « ليغيظ بهم الكفار » متعلق بمحذوف دل عليه ما قبله ، أي شبهوا بذلك « وعد الله الذين آمنوا وعملوا الصالحات منهم » الصحابة ومن لبيان الجنس لا للتبعيض لأنهم كلهم بالصفة المذكورة « مغفرة وأجرا عظيما » الجنة وهما لمن بعدهم أيضا في آيات .

Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

İsrail, ‹‹ant iç›› dedi. yusuf ant içti. İsrail yatağının başı ucunda eğilip rab'be tapındı. ucuna yaslanıp››.

Arapça

فقال احلف لي. فحلف له. فسجد اسرائيل على راس السرير

Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Türkçe

ancak gerçekten iman edip makbul ve güzel davranışlarda bulunanlar böyle yapmazlar . onlar da o kadar azdır ki ! ” davud kendisini imtihan ettiğimizi anladı , derhal rabbinden mağfiret diledi , eğilip secdeye kapandı ve allah ' a yöneldi .

Arapça

« قال لقد ظلمك بسؤال نعجتك » ليضمها « إلى نعاجه وإن كثيرا من الخلطاء » الشركاء « ليبغي بعضهم على بعض إلا الذين آمنوا وعملوا الصالحات وقليل ما هم » ما لتأكيد القلة فقال الملكان صاعدين في صورتيهما إلى السماء : قضى الرجل على نفسه فتنبه داود قال تعالى : « وظن » أي أيقن « داود أنما فتناه » أوقعناه في فتنة أي بلية بمحبته تلك المرأة « فاستغفر ربَّه وخرَّ راكعا » أي ساجدا « وأناب » .

Son Güncelleme: 2014-07-02
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:

Daha iyi çeviri için
7,787,701,003 insan katkısından yararlanın

Kullanıcılar yardım istiyor:



Deneyiminizi iyileştirmek için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi ziyaret etmeye devam ederek çerezleri kullanmamızı kabul etmiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi edinin. Tamam