Şunu aradınız:: söndürecek (Türkçe - Danca)

işıkları söndürecek.
- så slukker lyset.

sigaranı söndürecek misin?
skal du til at slukke den?

doğum günü pastası gibi söndürecek.
det slukker den som et lys.

kimyasal yangını söndürecek su kalmaz.
der er ikke noget vand til at slukke kemikaliebrandene.

hadi, millet. yağmur, ateşi söndürecek.
kom nu, regnen slukker bålet!

22:20'de kurbağa ışıkları söndürecek.
kl. 22:20. rødt jakkesæt slukker lyset

hey jim, yangın söndürecek adamın var mı?
du, jim, har du nogen, der kan dække en ildebrand?

alt tarafı mum bunlar. baban söndürecek onları.
far slukker dem.

kasıklarımda bir yangın var, işte bu onu söndürecek kadın.
der brænder en længsel i min mave, og hun er pigen der kan slukke den.

ya da batı virginia'daki tüm yangınları söndürecek kadar.
eller slukke enhver brand i west virginia.

ateşi söndürecek misin yoksa yanmasına izin mi vereceksin?
slukker du branden? eller lader du ham brænde?

soğuk balık jessica'nın aksine belki bu söndürecek .
måske ville det se godt ud, ikke ligesom med den kolde sild, jessica.

bu sigarayı söndürecek olursam alnının tam ortasında sönmüş olacak.
hvis jeg slukker den skide smøg, så blir det midt på din skide pande.

belki. ama yazıya göre, karanlık eninde sonunda ışığı sonsuza kadar söndürecek.
måske, men ifølge dette vil mørket slukke lyset for altid.

popüler cephe tarafından ateşlenen umut ateşini söndürecek olan ve başarısızlık ile sonuçlanacağı kesin olan bir devrime karşıyız.
vi er imod en forhastet revolution, der vil føre til undertrykkelse og slukke håbets flamme, som front populaire har tændt.

bak, roy'un ateşi ne durumda umrumda değil, ama eminim ki onu söndürecek tek kişi benim.
jeg er ligeglad hvad roy får appetit fra så længe det er mig han spiser hos

sizi şöyle cezalandıracağım: Üzerinize dehşet salacağım. verem ve sıtma gözlerinizin ferini söndürecek, canınızı kemirecek. boşa tohum ekeceksiniz, çünkü ürünlerinizi düşmanlarınız yiyecek.
så vil også jeg gøre lige for lige imod eder og hjemsøge eder med skrækkelige ulykker: svindsot og feberglød, så Øjnene sløves og sjælen vansmægter. til ingen nytte sår i eders sæd, thi eders fjender skal fortære den.

"ulan karı, senelerdir aynı azarı işitiyorsun öküz olsa şimdiye kadar ışığı nasıl söndüreceğini öğrenirdi."
jeg vil sige "kælling, siger du til mig, at du har hørt på dette hele dit liv, - "- og du er stadig for dum til at slukke lyset?