Şunu aradınız:: övündüğün (Türkçe - Norveççe)

Övündüğün kuzular nerede?
løft eders øine og se dem som kommer fra norden! hvor er nu den hjord som var gitt dig*, dine herlige får? / {* jerusalem.}

bugün o çok övündüğün silah nerede? bir bakalım şuna.
hvor har du geværet som du skrøt av i dag?

el'e rosto mu yapıyorsun? hakkında övündüğün tek yemek herhalde.
din grytestek er det eneste du noensinne har skrytt om.

bakınca onun da bu çizmeleriyle övündüğünü anlayabilirdiniz. kolları ve bacaklarını açtırıp kasıla kasıla yürüyüp, kabarırdı.
han var så stolt av dem, det var lett å se slik han spradet rundt med oppbrettede ermer.