İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.
Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
ama savaş onlara farz kılınınca, az bir kısmı müstesna yüz cevirdiler.
avšak když jim bylo předepsáno bojovat, obrátili se zády s výjimkou několika málo z nich.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
yetkin kılınınca, sözünü dinleyen herkes için sonsuz kurtuluş kaynağı oldu.
a tak dokonalý jsa, učiněn jest všechněm sebe poslušným původem spasení věčného,
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve allah'ın lütfundan isteyin.
a když bude modlitba skončena, rozejděte se po zemi a usilujte o část přízně boží!
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
bunun üzerine savaş kendilerine farz kılınınca da onlardan pek azı hariç, yüz çevirdiler.
avšak když jim bylo předepsáno bojovat, obrátili se zády s výjimkou několika málo z nich.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
fakat savaşma kendilerine farz kılınınca içlerinden pek azı hariç, hepsi dönüverdiler. allah o zalimleri pek iyi bilir.
avšak když jim bylo předepsáno bojovat, obrátili se zády s výjimkou několika málo z nich.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
her şey oğula bağımlı kılınınca, oğul da her şeyi kendisine bağımlı kılan tanrıya bağımlı olacaktır. Öyle ki, tanrı her şeyde her şey olsun.
a když poddáno jemu bude všecko, tedy i on syn poddá se tomu, kterýž jemu poddati má všecko, aby byl bůh všecko ve všech.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
"memleketimizden ve çocuklarımızdan uzaklaştırıldığımıza göre niye allah yolunda savaşmıyalım?" demişlerdi. ama savaş onlara farz kılınınca, az bir kısmı müstesna yüz cevirdiler.
zdaž nevzpomínáš shromáždění synů israele po smrti mojžíšově, když řekli jednomu z proroků svých: „vzbuď krále mezi námi a bojovati budeme na stezce boží.“ i řekl: „nemohlo-liž by se státi, že byste odepřeli bojovati, kdyby válčení bylo vám přikázáno?“ Řekli: „což jiného zbývá nám než bojovati na stezce boží, nám, kteří vyhnáni jsme byli, spolu s dětmi svými, z obydlí svých?“ však poté, když přikázáno jim bylo válčení, couvli, až na malý počet jich: však bůh dobře zná nepravostné!
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor
baksana o kimselere ki, savaş zamanı değilken kendilerine: “savaşa sebebiyet vermeyin, namazı hakkıyla ifa edin, zekâtı verin!” denilmişti. sonra onlara savaşma farz kılınınca, onlardan bir kısmı insanlardan, allah'tan korkarcasına, hatta daha fazla korkup şöyle diyorlar: “ya rabbenâ, niçin bize harbi farz kıldın?
zdaž neviděl's ty, jimž řečeno bylo: „zdržte rukou svých na čas od bojů a zachovávejte modlitbu a dávejte povinnou almužnu?“ však když nařízeno jest jim pak válčení — hle, část jich, bojíc se lidí stejným strachem jako boha, anebo ještě více, dí: „pane náš, proč nařizuješ nám teď válčení?
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite: