Şunu aradınız:: farklılaşan (Türkçe - İngilizce)

şu an bu korkunç bir şekilde ilginç görünmüyor, ama bu, diğer birçok posterden farklılaşan şeylere sahip.
now, it doesn't look terribly interesting, but it does have something that distinguishes it from a lot of other posters.

gelişen toplumlar ve farklılaşan beklentiler sonucunda, birçok öğrenme topluluğu ve topluluk kavramını ilke edinen yaklaşımlar ortaya atılmıştır.
as a result of developing societies and varying expectations, many approaches adopting the learning community and community concept as a principle have been put forward.

joseph needham'a göre taoizm, biyolojik türlerin değişmezliğini açıkça reddeder ve taoist düşünürler, türlerin farklılaşan çevrelere depki olarak farklılaşım geliştirdiklerine dair tartışmalarda bulunmuşlardır.
according to joseph needham, taoism explicitly denies the fixity of biological species and taoist philosophers speculated that species had developed differing attributes in response to differing environments.

değişken geometriler, (coğrafi konumların komşulara yönelik politikalar açısından farklı eğilimlere yol açtığı) giderek farklılaşan sosyoekonomik koşullar ve üye ülkeler arasındaki görüş farklılıkları, politika koordinasyonunu sekteye uğratabilir.
variable geometry, a rising variety of socioeconomic conditions (with geographic positions leading to different neighborhood policy inclinations) and diverging views among member countries can bring policy co-ordination to a standstill.

bazen adını güney carolina eyaletinde bir yerleşim birimi olan cope'tan alan ve genetik olarak birbirinden farklılaşan daha güneydeki kuzeni, cope gri ağaç kurbağasından ("hyla chrysoscelis") ayırt etmek için doğu gri ağaç kurbağası veya bayağı ağaç kurbağası ya da tetraploid gri ağaç kurbağası dendiği de olur.
it is sometimes referred to as the eastern gray tree frog, common gray tree frog, or tetraploid gray tree frog to distinguish it from its more southern, genetically disparate relative, the cope's gray tree frog ("hyla chrysoscelis").