Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
kand hayati
kand vital
Son Güncelleme: 2021-03-09
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
hayati
vital
Son Güncelleme: 2019-12-21
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
kand
Son Güncelleme: 2021-06-22
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
sensiz hayati
i love you
Son Güncelleme: 2021-01-12
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
yaptığımız hayati bir şey.
it is vital that we do so.
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
İletişim hayati önem taşır
communication is vital
Son Güncelleme: 2014-02-06
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
yaralananların hayati tehlikesi bulunmuyor.
none of the injuries are considered life threatening.
Son Güncelleme: 2012-04-07
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
bir gökdelendeki asansörler hayati sistemlerdir.
the elevators in a skyscraper are vital systems.
Son Güncelleme: 2014-02-01
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
yaralıların hayati tehlikede olmadıkları bildirildi.
none of the injuries was life-threatening.
Son Güncelleme: 2012-04-07
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
tsardanidis, "yine hayati bir rol oynayabilirler.
"they could again play a vital role.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor
bu hayati insanlarla ilgilenmek olan bir doktor.
this is a doctor, whose life is caring for people.
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
caen, birkaç sebep için hayati bir amaçtı.
caen was a vital objective for several reasons.
Son Güncelleme: 2016-03-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
ab'nin bölgedeki varlığı hayati önem taşıyor.
they view membership in the union as the best anchor for stability and economic development.
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
ve büyük bir çoğunluğu, hayati tehlike içermiyor.
and for the most part, they're not real life-threatening.
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
karaciğer yaşam için gerekli olan hayati bir organdır.
** a bulk of the lipoproteins are synthesized in the liver.
Son Güncelleme: 2016-03-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
bu, amerikan ekonomisi için hayati bir nakit girişiydi.
so, this was a vital injection of cash into the u.s. economy.
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
ama gerçek hayati dusunurseniz, bu hiç de böyle değil.
but if you think about real life, it's not like that at all.
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
ani kalp durması için ise hayati verileri izleyen bir monitor.
and vital-signs monitoring to prevent sudden cardiac death.
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
ama sürekli takip ile hayati verilerin tamamını izlemek mümkün.
but by continuous monitoring, it captures all that vital information.
Son Güncelleme: 2015-10-13
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
avrupa ile bütünleşme süreci, arnavutluk için hayati bir ulusal hedef
european integration process is a "vital national objective" for albania
Son Güncelleme: 2016-01-20
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Referans:
Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor