Şunu aradınız:: doyurmaya (Türkçe - İtalyanca)

"yoksulu doyurmaya özendirmiyordu."
e non esortava a nutrire il povero.

yoksulları doyurmaya da yanaşmaz.
e non esorta a sfamare il povero.

muhtaçları doyurmaya teşvik etmezsiniz.
che non vi sollecitate vicendevolmente a nutrire il povero,

yoksulu doyurmaya teşvik etmez;
e non esorta a sfamare il povero.

ev halkını, hizmetçilerini de doyurmaya yeter.
le capre latte abbondante per il cibo e per vitto della tua famiglia. e per mantenere le tue schiave

ve ne birbirinizi, yoksulu doyurmaya teşvik ediyorsunuz.
che non vi sollecitate vicendevolmente a nutrire il povero,

ve doyurmaz da, önayak olmaz da doyurmaya yoksulu.
e non esorta a sfamare il povero.

Öksüzü kakıştıran, yoksulu doyurmaya yanaşmayan kimse işte odur.
e non esorta a sfamare il povero.

delikanlı, domuzların yediği keçiboynuzlarıyla karnını doyurmaya can atıyordu. ama hiç kimse ona bir şey vermedi.
avrebbe voluto saziarsi con le carrube che mangiavano i porci; ma nessuno gliene dava

her tarafı yara içinde olan lazar adında yoksul bir adam bu zenginin kapısının önüne bırakılırdı; zenginin sofrasından düşen kırıntılarla karnını doyurmaya can atardı. bir yandan da köpekler gelip onun yaralarını yalardı.
un mendicante, di nome lazzaro, giaceva alla sua porta, coperto di piaghe

ben onlardan rızık istemiyorum. beni doyurmalarını da istemiyorum.
non chiedo loro nessun sostentamento e non chiedo che mi nutrano.