Şunu aradınız:: compared with his father, he is lacking in... (İngilizce - Türkçe)

compared to his father, he lacks insight.
babasıyla karşılaştırıldığında, basiretten yoksundur.

he is lacking in common sense.
o, sağduyudan yoksundur.

his father will not come, he is very busy.
babası gelmeyecek, o çok meşgul.

his father won't come, he is very busy.
babası gelmeyecek, o çok meşgul.

he disagreed with his father.
o babasıyla aynı fikirde değildir.

like his father, he has many books.
babası gibi, onun pek çok kitabı var.

she is lacking in common sense.
o, sağduyudan yoksundur.

he is no less clever than his father is.
o, babasından daha az zeki değil.

he is like his father.
o, babasına benzer.

he insists on going to the park with his father.
babasıyla parka gitme konusunda ısrar ediyor.

he is said to have had a bad relationship with his father.
babası johann ile arasında kötü bir ilişkisi olduğu söylenir.

he is a bit like his father.
o, biraz babasına benzer.

bergkamp kicked off the match with his father, wim, and son, mitchel.
bu bergkamp'ın profesyonel futbol yaşamındaki son golü oldu.

he is not as tall as his father.
o, babası kadar uzun değildir.

and he said he had had basically exactly the same relationship with his father.
ve bana kendisinin babası ile olan ilişkisinin de tamamen aynı olduğunu söyledi.

he began playing tennis at the age of five with his father and brothers.
baghdatis 5 yaşında babası ve kardeşleriyle oynamaya başlamıştır.

“and forgive my father* – he is indeed astray.”
"babamı da affet.

according to his father, he yun, at birth he was small enough to fit in the palm of his parents' hands.
babası he yun'un aktardığına göre, he pingping doğduğunda babasının avucuna sığacak kadar küçüktü.

everyone says that he is the very image of his father.
herkes onun babasına çok benzediğini söylüyor.

as for abraham's prayer for his father, he was fulfilling a promise he had made to him.
İbrahim'in babası için af dilemesi, sadece ona verdiği sözden dolayı idi.