İnsan çevirisi örneklerinden çeviri yapmayı öğrenmeye çalışıyor.
Profesyonel çevirmenler, işletmeler, web sayfaları ve erişimin serbest olduğu çeviri havuzlarından.
se volesse per me una misericordia, saprebbero trattenere la sua misericordia?”.
ya da bana bir rahmet vermeyi istese, o'nun rahmetini tutup-önleyebilecekler mi" de ki: "allah, bana yeter.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
Uyarı: Görünmez HTML biçimlendirmesi içeriyor
chi la vuol trattenere, trattiene il vento e raccoglie l'olio con la mano destra
rüzgarı ya da yağı avuçta tutmaya çalışmak gibidir.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
se si tenta di parlarti, ti sarà forse gravoso? ma chi può trattenere il discorso
kim konuşmadan durabilir?
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
nessuno può trattenere ciò che allah concede agli uomini in misericordia e nessuno può concedere ciò che egli trattiene.
allah'ın insanlar için açıp yaydığı rahmeti hiç kimse tutup kısamaz. onun tutup kıstığını ise o'ndan sonra salıp açacak yoktur.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
giunti all'aia di chidon, uzza stese la mano per trattenere l'arca, perché i buoi la facevano barcollare
kidonun harman yerine vardıklarında öküzler tökezledi. bu nedenle uzza elini uzatıp sandığı tuttu.
Son Güncelleme: 2012-05-05
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
allah trattiene i cieli e la terra affinché non sprofondino, ché, se sprofondassero, nessuno li potrebbe trattenere all'infuori di lui.
allah yıkılmamaları için gökleri ve yeri tutmaktadır. andolsun, gökler ve yer yıkılsa, onları, kendisinden başka hiç kimse tutamaz.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
suggerimmo noi quest'astuzia a giuseppe, ché altrimenti non avrebbe potuto trattenere suo fratello nel rispetto della legge del re, a meno che allah non l'avesse voluto.
(yoksa) hükümdarın dininde (yürürlükteki kanuna göre) kardeşini (yanında) alıkoyamazdı. ancak allah'ın dilemesi başka.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
allah trattiene i cieli e la terra affinché non sprofondino, ché, se sprofondassero, nessuno li potrebbe trattenere all'infuori di lui. in verità egli è magnanimo, perdonatore.
Şüphe yok ki allah, gökleri ve yeryüzünü tutar, mahvolmaktan korur, fakat takdiriyle gökler ve yeryüzü yok olup giderse ondan başka hiç kimse onları koruyamaz, yok olmalarına mani olamaz; şüphe yok ki o, azap etmede acele etmez, suçları örter.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite:
[giuseppe] iniziò dai sacchi degli altri prima che da quello di suo fratello, e infine la trasse dai bagagli di quest'ultimo. suggerimmo noi quest'astuzia a giuseppe, ché altrimenti non avrebbe potuto trattenere suo fratello nel rispetto della legge del re, a meno che allah non l'avesse voluto.
yusuf, öz kardeşinin yükünden önce, öbürlerinin yüklerini aratmaya başladı.sonra su kabını kardeşinin yükünden çıkarttı.İşte biz yusuf'a, kardeşini alıkoyması için böyle bir plan öğrettik.yoksa, allah dilemedikçe hükümdarın kanununa göre, kardeşini alması uygun olmazdı. biz dilediğimiz kimseleri pek üstün derecelere yükseltiriz.
Son Güncelleme: 2014-07-03
Kullanım Sıklığı: 1
Kalite: