您搜索了: hakimler (土耳其语 - 丹麦语)

ey hakimler!
mine herrer...

hakimler için oran öyle.
det koster en dommer.

hakimler açıklandı mı?
har de udnævnt dommerne endnu?

hakimler, senatörler, askerler.
dommere, senatorer, militærfolk.

hakimler, 16'ıncı bap 30.
dommernes bog 16,30.

- hakimler, savcılar, politikacılar.
- dommere, politikere.

hakimler bu konuda savcıların önerilerine güvenir.
med den spredning i strafferammen.. ..lytter dommeren ofte til anklageren.

haklı. hakimler her zaman kadınların yanındalar.
dommerne er altid på kvindernes side.

Şimdiyse hızlı aramamda hakimler ve avukatlar var.
nu har jeg dommere og advokater programmeret ind.

indiana'daki tüm hakimler arasinda en siki olani...
de var den strengeste dommer i indiana.

hakimler, savcılar, hapishaneler ve polis teklifinize karşılar.
dommere, anklagere, fængselsvæsenet og chefpolitiinspektøren har advaret imod jeres forslag.

hepsi bu işin içinde... hakimler,savcılar, din adamları..
de holder sammen, dommerne, advokaterne og præsterne.

bu geceki işlerini de yaptılar ve hakimler de kararlarını verdi.
hvor har de bare kørt med klatten! og dommerne har besluttet sig.

ayrıca müşteriler, avukatlar, çocuklar. hatta garip hakimler bile.
klienter, advokater, klienters børn selv en eller anden dommer.

hakimler, avukatlar, polisler, politikacılar, gardiyanlar, gözaltı memurları.
dommere, advokater, betjente, politikere, fængelsvagter og tilsynsførende.

maçı bir-sıfır önde götüren nickels ve green kesinlikle oyuna hakimler.
nickels og greene styrer absolut dette første sæt.

Şeytani hakimler, karanlık rahipler, ayinler için gizlliğe ihtiyaç duyan kişiler.
dæmoniske dommere, onde præster, der beskæftiger sig med ritualer.

polisler, hakimler ve diğer herkes bir şeyler yapmaktan acizken ben sokakları temizliyordum.
rensede ud i gaderne, hvor politi retssystemet og alle andre var for svage til at gøre noget ved problemet.

Şimdi, eğer seni tuzağa düşürecek olsaydım bana iyilik borçlu hakimler ve eyalet polisleri var.
jeg har dommere og betjente, som står i gæld til mig.

doyle'un şehir merkezindeki her yerde parmağı var; polis, savcı ve hakimler.
doyle havde fingrene i hvert et hjørne af rådhuset. politiet, advokater, dommere.