您搜索了: kararlaştırılan (土耳其语 - 丹麦语)

kararlaştırılan süre bu.
det bringer det hele til fald.

- kararlaştırılan teslimleri yaptınız.
- jeg leverede også, hvad jeg skulle. - i leverede alle, hvad i skulle.

Önceden kararlaştırılan randevu noktasına gelmediler.
de er dog ikke ved mødepunktet.

tam kararlaştırılan anda... bütün çocuklar kitaplarını yere attı.
på nøjagtig samme tidspunkt... skubbede alle drengene deres bøger ned på gulvet.

delta takımıyla kararlaştırılan yerde bekleyin. - tamam!
gå til opsamlingsstedet.

"eğer prenses, kararlaştırılan zaman içerisinde bir koca seçmemişse..."
- lige her. hvis prinsessen ikke har valgt en mand inden den fastsatte tid, skal sultanen vælge for hende.

kararlaştırılan yeni emirler: 1. narvik virüsünü ve tedaviyi getir.
kom med hiroshi hatake

daha önce kararlaştırılan hedeflere topçu ateşi istiyorum alfa. bravo ve Çarli.
artilleri på tidligere nævnte mål, alfa, bravo og charlie.

ayrıca izniniz olursa ctu'yu arayıp kararlaştırılan değişiklikleri kendilerine bildirebilirim.
jeg ringer til ctu og sørger for de ændringer. - med deres tilladelse.

tam kararlaştırılan anda... ihtiyar laroche sırtını döndüğü zaman... bütün çocuklar kitaplarını yere attı.
på nøjagtig det aftalte tidspunkt... da gamle laroche havde vendt ryggen til... skubbede alle drengene deres bøger på gulvet.

merkezi londra'da önceden kararlaştırılan bir teslimat noktasında lain overton'la buluştu.
på et forudbestemt sted i det centrale london mødte julian iain overton.

bu her iki önce çağlar kararlaştırılan birkaç şey biridir. ne takip etmek ölümlüler için büyülü bir iz bırakabilirsiniz.
det er aftalt, at ingen må efterlade magiske spor, dødelige kan følge.

pasaport geldiğinde sizi arayacağını söyledi o yüzden nina'nın yapması gereken kararlaştırılan zamanda onun kollarına atlamasıydı.
så nina skulle bare forlade jer, på et aftalt tidspunkt, og så ville hun vente på hende.

kararlaştırılan miktarda tahıl, hayvan ve gümüş karşılığında hem kendinizin hem de gemilerinizin londra'ya dönüp orada kalmasını öneriyorum.
- tal. i bytte for en aftalt sum af korn, kvæg og sølv, foreslår at jeres skibe og mænd tager tilbage til london og bliver der.

aman ne güzel, bir yalancı, çatlak değil. memur parkman, sivil bir kamu denetçisi ve sendika üyesi tarafından davanız için kararlaştırılan: altı ay aktif görevden alınmanızı sağlayacağız.
fantastisk en løgner i stedet for et fjols lmens vi venter på en redegørelse for din sag bliver du suspenderet fra tjenesten i seks måneder.

gelecek önder birçoklarıyla bir haftalık sağlam bir antlaşma yapacak. haftanın yarısı geçince, kurbanı da sunuyu da kaldıracak. kararlaştırılan yıkım başına gelinceye dek yok edici önder tapınağın üst bölümüne yıkıcı iğrenç şeyler yerleştirecek.››
og pagten skal ophæves for de mange i een uge, og i ugens sidste halvdel skal slagtoffer og afgrødeoffer ophøre, og Ødelæggelsens vederstyggelighed skal sættes på det hellige sted, indtil den fastsatte undergang udøser sig over Ødelæggeren.

kestiğim için üzgünüm, bayan woods, fakat rakam çok büyük olduğu ve müvekkilinize geçmişte kararlaştırılandan... daha fazlası verildiği için mi bunu teklif ediyorsunuz?
jeg er ked af afbryde ind, ms. woods. men mener du, at fordi beløbet er så stort, skal din klient have meget mere end aftalt i kontrakten?