来自专业的译者、企业、网页和免费的翻译库。
bağırıp sürenlere,
par ceux qui poussent (les nuages) avec force.
最后更新: 2014-07-03
使用频率: 1
质量:
gece gündüz mezarlarda, dağlarda bağırıp duruyor, kendini taşlarla yaralıyordu.
il était sans cesse, nuit et jour, dans les sépulcres et sur les montagnes, criant, et se meurtrissant avec des pierres.
最后更新: 2012-05-05
使用频率: 1
质量:
"bağırıp dövünmeyin bugün, bizim karşımızda kimseden yardım göremezsiniz."
«ne criez pas aujourd'hui. nul ne vous protègera contre nous.
最后更新: 2014-07-03
使用频率: 1
质量:
警告:包含不可见的HTML格式
onlar ordugahın çevresinde dururken, ordugahtakilerin hepsi koşuşmaya, bağırıp kaçışmaya başladı.
ils restèrent chacun à sa place autour du camp, et tout le camp se mit à courir, à pousser des cris, et à prendre la fuite.
最后更新: 2012-05-05
使用频率: 1
质量:
"ey toplumum, sizin adınıza o bağırıp-çağrışma gününden korkuyorum."
«o mon peuple, je crains pour vous le jour de l'appel mutuel,
最后更新: 2014-07-03
使用频率: 1
质量:
警告:包含不可见的HTML格式
o küfre sapanların durumu, bağırıp çağırma dışında bir şeyi işitmeyen varlıklara haykıranın durumuna benzer.
les mécréants ressemblent à [du bétail] auquel on crie et qui entend seulement appel et voix confus.
最后更新: 2014-07-03
使用频率: 1
质量:
ve ey kavmim, ben, o feryadü figan, o boşuna bağırıp söylenme günündeki halinizden korkuyorum.
«o mon peuple, je crains pour vous le jour de l'appel mutuel,
最后更新: 2014-07-03
使用频率: 1
质量:
meryem'in oğlu, bir örnek olarak ortaya konunca, senin toplumun buna karşı hemen bağırıp çağırmaya başladı.
quand on cite l'exemple du fils de marie, ton peuple s'en détourne,
最后更新: 2014-07-03
使用频率: 1
质量:
(hidayet çağrısına kulak vermeyen) kafirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer.
les mécréants ressemblent à [du bétail] auquel on crie et qui entend seulement appel et voix confus.
最后更新: 2014-07-03
使用频率: 1
质量:
İnkârcıları hakka çağıranın durumu, tıpkı bağırıp çağırmadan başka bir şeyden anlamayan hayvanlara haykıran çobanın durumuna benzer. onlar sağır, dilsiz ve kördürler.
les mécréants ressemblent à [du bétail] auquel on crie et qui entend seulement appel et voix confus.
最后更新: 2014-07-03
使用频率: 1
质量:
fir'avn kavminin içinde bağırıp dedi: "ey kavmim, mısır mülkü ve şu altımdan akıp giden ırmaklar benim değil mi?
et pharaon fit une proclamation à son peuple et dit: «o mon peuple! le royaume de misr [l'egypte] ne m'appartient-il pas ainsi que ces canaux qui coulent à mes pieds?
最后更新: 2014-07-03
使用频率: 1
质量:
警告:包含不可见的HTML格式
ey iman edenler, seslerinizi peygamberin sesi üstünde yükseltmeyin ve birbirinize bağırdığınız gibi, ona sözle bağırıp-söylemeyin; yoksa siz şuurunda değilken, amelleriniz boşa gider.
o vous qui avez cru! n'élevez pas vos voix au-dessus de la voix du prophète, et ne haussez pas le ton en lui parlant, comme vous le haussez les uns avec les autres, sinon vos œuvres deviendraient vaines sans que vous vous en rendiez compte.
最后更新: 2014-07-03
使用频率: 1
质量:
İnkar edenlerin örneği bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyip (duyduğu veya bağırdığı şeyin anlamını bilmeyen ve sürekli) haykıran (bir hayvan)ın örneği gibidir.
les mécréants ressemblent à [du bétail] auquel on crie et qui entend seulement appel et voix confus.
最后更新: 2014-07-03
使用频率: 1
质量:
o inkar edenler(i hakk'a çağıran)ın durumu, tıpkı bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyen (işittiği sesin manasını anlamayan hayvanlar)a haykıran kimsenin durumu gibidir.
les mécréants ressemblent à [du bétail] auquel on crie et qui entend seulement appel et voix confus.
最后更新: 2014-07-03
使用频率: 1
质量: