您搜索了: peygamberlikte (土耳其语 - 法语)

saul peygamberlikte bulunduktan sonra tapınma yerine çıktı.
lorsqu`il eut fini de prophétiser, il se rendit au haut lieu.

Çocuğun babası zekeriya, kutsal ruhla dolarak şu peygamberlikte bulundu:
zacharie, son père, fut rempli du saint esprit, et il prophétisa, en ces mots:

herkesin öğrenmesi ve cesaret bulması için hepiniz teker teker peygamberlikte bulunabilirsiniz.
car vous pouvez tous prophétiser successivement, afin que tous soient instruits et que tous soient exhortés.

peygamberlikte bulunansa insanların ruhça gelişmesi, cesaret ve teselli bulması için insanlara seslenir.
celui qui prophétise, au contraire, parle aux hommes, les édifie, les exhorte, les console.

bilmediği dilde konuşan kendi kendini geliştirir; ama peygamberlikte bulunan, inanlılar topluluğunu geliştirir.
celui qui parle en langue s`édifie lui-même; celui qui prophétise édifie l`Église.

o sırada peygamber hagay ile İddo oğlu peygamber zekeriya, yahuda ve yeruşalimdeki yahudilere İsrail tanrısının adıyla peygamberlikte bulundular.
aggée, le prophète, et zacharie, fils d`iddo, le prophète, prophétisèrent aux juifs qui étaient en juda et à jérusalem, au nom du dieu d`israël.

hepinizin dillerle konuşmasını isterim, ama peygamberlikte bulunmanızı yeğlerim. diller inanlılar topluluğunun gelişmesi için çevrilmedikçe peygamberlikte bulunan, dillerle konuşandan üstündür.
je désire que vous parliez tous en langues, mais encore plus que vous prophétisiez. celui qui prophétise est plus grand que celui qui parle en langues, à moins que ce dernier n`interprète, pour que l`Église en reçoive de l`édification.

asafın oğullarından: zakkur, yusuf, netanya, aşarela. bunlar kralın buyruğu uyarınca peygamberlikte bulunan asafın yönetimi altındaydılar.
des fils d`asaph: zaccur, joseph, nethania et aschareéla, fils d`asaph, sous la direction d`asaph qui prophétisait suivant les ordres du roi.

peygamberlik
prophète