您搜索了: ulaşamadı (土耳其语 - 英语)

biz bekledik ama o ulaşamadı.
we waited but he failed to arrive.

İlk turda adayların hiçbiri salt çoğunluğa ulaşamadı.
none of the candidates won an absolute majority in the first round.

en başta, ulaştırmadaki sorunlar nedeniyle pek çok gönüllü bölgeye ulaşamadı.
to start with, a transportation glitch kept many volunteers away.

olası tek rakip cuma günkü parti içi ön seçimde yeterli oya ulaşamadı.
his sole opponent came up short during friday's inter-party preliminary election.

tom mary ile amacına ulaşamadı; ondan buluşma talep ettiğinde o onu reddetti.
tom couldn't make the grade with mary; she refused him when he asked her for a date.

yine de son derece sıkı bir güvenlik vardı ve hiçbir taraftar veya basın mensubu otelde oyunculara ulaşamadı.
nevertheless, security was extremely tight, with no fans or the press able to gain access to players at the hotel.

diğer 16 partiden hiçbiri meclis'e girmek için gerekli yüzde onluk oy oranına ulaşamadı.
none of the remaining 16 parties appears to have met the ten per cent threshold required to enter parliament.

benzer kararlar aynı komiteden 2000, 2005 ve 2007 yıllarında da geçmesine karşın, bunların hiçbirisi meclis taban oylamasına ulaşamadı.
similar resolutions passed the same committee in 2000, 2005 and 2007, but none of them reached a house floor vote.

eylül ortalarında kariyerinin ikinci wta yarı finaline çıkan bouchard bu defa lucie Šafářová'ya yenilerek yine mutlu sona ulaşamadı.
bouchard made it to the second wta semifinal of her career at the challenge bell in mid-september, but was eliminated by lucie Šafářová.

1680’den 1685’e kadar, harz dağlarında, dükün gümüş madenlerini saran sel ile mücadele etti, ama başarıya ulaşamadı.
from 1680 to 1685, he struggled to overcome the chronic flooding that afflicted the ducal silver mines in the harz mountains, but did not succeed.

proje başarıya ulaşamadı, fakat buna benzer bir proje the library of congress ve the british library’de 20.yüzyılda İngiliz dili yayıncıları ile standart bir uygulama haline gelmiştir.
neither proposal met with success at the time, but something like them became standard practice among english language publishers during the 20th century, under the aegis of the library of congress and the british library.

meclis başkanı trajko veljanovski, a1 televizyonu ve sahibi velija ramkovski'ye ait diğer kuruluşları çevreleyen olayları değerlendirmek amacıyla 1 Şubat salı günü acil bir toplantı düzenlemesine karşın, bu amacına ulaşamadı.
parliament speaker trajko veljanovski attempted to call an emergency session on tuesday (february 1st) to address the events surrounding a1 tv and other businesses run by its owner, velija ramkovski, but the bid failed.

athoc başkanı gianna angelopoulou- daskalaki'nin coşkulu giriş konuşmasının ardından, her şey ters gitmeye başladı. en başta, ulaştırmadaki sorunlar nedeniyle pek çok gönüllü bölgeye ulaşamadı.
after a stirring introductory speech by athoc president gianna angelopoulou-daskalaki, everything seemed to go wrong. to start with, a transportation glitch kept many volunteers away.

ona henüz ulaşamadım ancak yatırımcıları bilgilendrimeye yarayan bir cd imiş.
i have not got it yet but it was a cd used for enlightening the investors.