您搜索了: malo (塞尔维亚语 - 土耳其语)

to je zahtevalo malo prilagođavanja.
bunun için yaratıcı bir çözüm bulmak gerekti.

hajde da budemo malo konkretniji.
daha net ifade edelim.

malo je dokaza koji bi to potkrepili.
bunu kanıtlayacak pek fazla delil yok.

ali uzmi malo, i zaveži u skut svoj.
birkaç tel kıl bırak, giysinin kıvrımlarına tak.

sukobi na stadionima nisu ni malo neuobičajeni.
stadyumlarda sık sık kavgalar çıkıyor.

malo se govori o tome šta dalje činiti.
sonrasında nasıl hareket edileceğine dair çok az şey söyleniyor.

dodajte ulje, šećer i malo soli u bundevu.
balkabağına yağ, şeker ve biraz da tuz ekleyin.

albanija u eu: snažna podrška, malo razumevanja
arnavutluk ve ab: güçlü destek, az anlayış

malo tursko selo ima velike ideje oko energije vetra
küçük türk köyü rüzgar enerjisiyle büyük düşünüyor

grčki premijer kostas karamanlis ima malo prostora za manevrisanje.
yunanistan başbakanı kostas karamanlis'in fazla bir manevra sahası yok.

kumrovec je malo selo u hrvatskoj, na 48 km od zagreba.
kumrovec, zagrep’e 48 km uzaklıkta küçük bir hırvat köyü.

a malo je verovatno da će se zemlja raspasti miroljubivo".
Ülkenin barışçı bir şekilde parçalanma olasılığı da son derece düşüktür."

da li možete da objasnite zašto je toliko malo rečeno o tome?
bu konuda neden bu kadar az şey söylendiğini açıklayabilir misiniz?

još malo pa će ga u turističkim prospektima reklamirati kao "novi prag."
turist rehberlerinin burayı "yeni prag" olarak nitelendirmesi için çok zaman geçmesi gerekmeyecek.

međutim, malo je verovatno da kosovo odmah postane nezavisno,dodao je janša.
ancak jansa, kosova'nın hemen tam bağımsızlık kazanma olasılığının düşük olduğunu da ekledi.

"ako ne pokušate, nećete verovati; za sreću je potrebno tako malo.
mirzeta o günleri şöyle anlatıyor: “Şansını denemeyenin inancı yoktur.

"ipak, svako će dobiti ponešto, malo jevtinije, ali od srca."
ama biraz daha ucuzundan da olsa, herkes gönlümden kopan bir hediye alacak”, diyor.

«reklamno tržište je suviše malo da bi izdrzalo toliko televizija [stanica].
a1 genel müdürü darko petruseski, "reklam piyasası bu kadar çok televizyon kanalını barındıramayacak kadar küçük.

"ostaje da se obavi dosta posla, a vremena je malo", rekla je ona.
dicarlo, "yapılacak daha çok iş var ve zaman kısa." dedi.

skejter hvata malo svežeg vazduha u beogradskom skejt parku. [nikola barbutov/setimes]
belgrad kaykay parkında havalanan bir kaykaycı görülüyor. [nikola barbutov/setimes]