您搜索了: keen (英语 - 土耳其语)

keen
mükemmel

he is keen on jazz.
o, jaza düşkündür.

he is keen on science.
o bilime hevesli.

she is keen to go abroad.
o yurt dışına gitmek için hevesli.

they are keen to show their best.
ellerinden gelenin en iyisini göstermeye hevesliler.

you have a keen sense of direction.
keskin bir yön duygusuna sahipsin.

he seemed to be very keen on music.
o, müziğe çok düşkün gibi görünüyordu.

the customers are often regulars with a keen eye.
müşteriler genelde keskin gözlü müdavimlerden oluşuyor.

but few eu member states are keen to move enlargement along.
ancak genişleme sürecini devam ettirmeye hevesli ab üyesi ülkelerin sayısı çok az.

he was a really keen sailor. and he had this beautiful boat.
İyi bir denizciydi. Çok güzel bir teknesi vardı.

indeed he is well aware his servants and a keen observer.’
doğrusu o kullarının bütün hallerini bilip görmektedir.” [6,19; 69,44-46]

==personal life==williams is also a keen poker player.
== Özel yaşantısı ==mark williams hasta bir poker oyuncusudur.

as a child, wales was a keen reader with an acute intellectual curiosity.
wales çocuk yaşlarında entelektüele ilgili iyi bir okuyucu idi.

perhaps these stories created in my mind a keen interest in investigating the workings of nature.
belki duyduğum bu hikâyeler zihnimde doğa araştırmalarına olan ilgimi yaratan şeydir.

"we are very keen to promote this efficient way of resolving business disputes in macedonia.
ifc yetkilisi antoine courcelle-labrousse, "makodonya'daki ticari anlaşmazlıkları gidermenin bu verimli yöntemini yaygınlaştırmakta son derece istekliyiz.

"turkey is very keen to normalise relations with israel," he told setimes.
setimes'ın sorularını yanıtlayan pope, “türkiye, İsrail ile ilişkilerin normale dönmesi konusunda oldukça istekli.

it indicates panasonic intend to take things seriously, and are keen to go for the long-term run.
bu, panasonic'in konuyu ciddiye aldığını ve uzun soluklu bir firma olma niyetlerini gösteren bir işaret.

macdiarmid was also active as a naturist and nudist, and considered himself a sun-worshipper and keen waterskier.
macdiarmid hayatı boyunca aktif bir şekilde naturist ve nudist olarak yaşadı.

since it's organic, i'm really keen to try and minimize the addition of any chemicals.
organik olduğu için, her tür kimyasalın eklenmesini en aza indirmeye çalışmakta oldukça hevesliyim.

but they're very keen that we don't let money drop into that relationship, else it turns into something like this.
ancak bu ilişkinin içine parayı katmamızı hiç istemiyorlar, yoksa o zaman durum şuna dönüşecektir.