您搜索了: saltwater (英语 - 土耳其语)

saltwater fishes
deniz balıkları

i suffered from tendinitis on my shoulders and saltwater sores on my bottom.
omuzlarımda tendinitten ve altımda tuzlu yaralardan acı çektim.

the electrolyte is either sulfuric acid mixed with water or a form of saltwater brine.
elektrolit ise sülfürik asit ile suyun ya da tuzlu suyun karıştırılmasıyla oluşur.

powered by my solar panels, it sucks in saltwater and turns it into freshwater.
gücünü güneş panellerimden alarak, tuzlu suyu emer ve tatlı suya dönüştürür.

in the regions close to the coast, saltwater plants are generally found in the sandy areas.
bölgede kıyıya yakın kesimlerde kumsal alanlarda genelde tuzcul otsu bitkiler yer almaktadır.

the saltwater marinade and the brown sugar marinade also worked very well, decreasing the carcinogens by about 60 percent.
tuzlu su terbiyesi ve esmer şeker terbiyesi de % 60 oranda kanserojen etkiyi önleyerek ciddi düzeyde etkili oluyordu.

this is a photograph that shows a hatchling about to taste saltwater for the very first time beginning this long and perilous journey.
bu fotoğraf yumurtadan yeni çıkmış, uzun ve tehlikeli yolculuğuna başlarken, tuzlu suyu ilk kez tatmak üzere olan bir yavruyu gösteriyor.

as the combination with saltwater might cause a problem several tests will be carried out to determine the product which suits best the encountered ground water conditions.
tuzlu su ile birleşim sorun yaratacağından karşılaşılan zemin su koşullarına en iyi uyan ürünü belirlemek için birçok test gerçekleştirilecektir.

it is a member of the river dolphin group and the only one that actually lives in the ocean and saltwater estuaries, rather than inhabiting exclusively freshwater systems.
taksonomik olarak nehir yunusları grubunun bir üyesi olan la plata yunusu, tatlısuda yaşayan diğer üç nehir yunusu türünün aksine okyanusta ve tuzlusu haliçlerinde yaşar.

we think it's saltwater, and that would mean that there's more water on that moon of jupiter than there is in all the oceans of the earth combined.
tuzlu su olması gerekiyor ve bu da demek oluyor ki, jupiterin europa uydusunda, bizim okyanuslarımızdan daha çok su var.

", us (2006)* "the rules of attraction", us/germany (2002)* "running deep", us (2007)* "running with scissors", us (2006)* "", us (1987)* "the russian dolls" (les poupées russes), france/uk (2005)==s==* "sa bangji" (사방지), korea (1988)* "sa paraiso ni efren" (efren's paradise), philippines (1999)* "the sacrament" (het sacrament), belgium (1989)* "sacred silence" (pianese nunzio, 14 anni a maggio), "pianese nunzio, fourteen in may", italy (1996)* "sagwan", philippines (2009)* "saint jack", us/singapore (1979)* "saints and sinners", us (2004)* "salò, or the 120 days of sodom" (salò o le 120 giornate di sodoma), italy/france (1975)* "salmonberries", germany (1991)* "saltwater", us (2012)* "salut, victor", canada (1989)* "sappho" (Сафо.
", abd (2006)* "the rules of attraction", abd/almanya (2002)* "running deep", abd (2007)* "running with scissors", abd (2006)* "", abd (1987)* "the rusyan dolls" (les poupées rabdses), fransa/birleşik krallık (2005)==s==* "sa bangji" (사방지), korea (1988)* "sa paraiso ni efren" (efren's paradise), filipinler (1999)* "the sacrament" (het sacrament), belçika (1989)* "sacred silence" (pianese nunzio, 14 anni a maggio), "pianese nunzio, fourteen in may", İtalya (1996)* "sagwan (film)", filipinler (2009)* "saint jack", abd/singapur (1979)* "salò, or the 120 days of sodom" (salò o le 120 giornate di sodoma), İtalya/fransa (1975)* "salmonberries", germany (1991)* "salut, victor", kanada (1989)* "sappho (film)" (Сафо.