您搜索了: severity (英语 - 土耳其语)

severity
ciddiyeti

impact severity
etkİ Şİddetİ

change severity...
Önem seviyesini değiştir...

status message severity
durum iletisinin önem derecesi

degree of severity (s)
Önem derecesi (s)

probability x severity x detection
olasılık x Şiddet x tespit edilebilirlik

(disease, condition and severity)
(hastalık,durumu ve şidetini içeren)

impact assessment and severity weighting
etki değerlendirmesi ve Şiddet ağırlığı

definition of the severity evaluation “s”
Önem derecesi "s" değerlendirmesi

the combination of probability and severity of occurrence of damage
hasarın ortaya çıkma olasılığının ve şiddetinin kombinasyonu

the severity of the risk's effect on the project objectives
proje hedefleri üzerindeki risk etkisi ciddiyeti

his running away from home is due to his father's severity.
onun evden kaçması babasının şiddetinden dolayıdır.

the severity of penalties must not be disproportionate to the criminal offence.
cezaların şiddeti, suçların şiddetiyle orantısız olmayacaktır.

they only will look such because of the severity of god's torment.
ancak allah'ın azabı pek şiddetlidir.

the day whose severity shall cause the heaven to split asunder?
gök (bile) onun dehşetinden yarılır.

this most recent incident highlights the severity of lebanon's refugee situation.
yaşanan son olay lübnan'daki mülteci durumunun ciddiyetini gösteriyor.

croats will hold back on holiday spending this year due to the severity of the economic crisis.
hırvatlar, ağır ekonomik kriz nedeniyle bu yıl tatil harcamalarını kısacak.

grabovica said that fbih could be left without electricity if the severity of the weather conditions continue.
grabovica, hava şartları bu kadar aşırı gitmeye devam ederse, bhf'nin tamamının elektriksiz kalabileceğini söyledi.

in general, the rinzai school is known for the rigor and severity of its training methods.
genel olarak rinzai okulu eğitim yöntemlerindeki sertlik ve zorluk ile tanınır.

some international experts acknowledge the severity of the economic crisis in greece but express optimism for the future.
bazı uluslararası uzmanlar yunanistan'daki ekonomik krizin ağırlığını kabul etmekle birlikte, gelecekle ilgili iyimserliğini dile getiriyor.