Usted buscó: bağırdığını (Turco - Sueco)

sürücünün bağırdığını duymaz.
deras ungar frodas och växa till på marken, så springa de sin väg och vända ej tillbaka.

% 1 kullanıcısının ne söylediğini ve bağırdığını artık duymayacaksınız.
du kommer inte att höra vad% 1 säger och ropar.

onlar böyle bağırır, üstlüklerini sallayıp havaya toz savururken komutan, pavlusun kalenin içine götürülmesini buyurdu. halkın neden pavlusun aleyhine böyle bağırdığını öğrenmek için onun kamçılanarak sorguya çekilmesini istedi.
då de så skriade och därvid revo av sig sina kläder och kastade stoft upp i luften,

birbirinize bağırdığınız gibi, peygamber'e yüksek sesle bağırmayın. Öyle yaparsanız, siz farkına varmadan amelleriniz boşa gider.
dränk inte med era röster profetens ord och höj inte rösten när ni talar till honom, som ni gör sinsemellan; annars kan det [goda] ni gör gå om intet utan att ni förstår [vad som sker]!