Sie suchten nach: he is really dull to hardship (Englisch - Türkisch)

he is really dull to hardship.
o, sıkıntıya karşı gerçekten duyarsız.

he is really a nitpicker.
o gerçekten bir mızmız.

he is really in good shape.
o gerçekten iyi durumda.

she is really cute.
o gerçekten sevimli.

this is really nice!
bu gerçekten güzel!

he is really crazy about surfing.
sörf yapmaya bayılıyor.

his car is really cool.
onun arabası gerçekten klas.

and life is really, too.
ve hayat da gerçek.

"it is really nice here.
İki yaşında bir çocuk annesi olan emina, "burası gerçekten güzel.

so this is really considerable.
bu gerçekten kayda değer bir gelişme,

this place is really noisy.
bu yer gerçekten gürültülü.

he is really into dirtbike racing, and he wants to be an architect.
motokros yarışlarından hoşlanıyor ve ileride mimar olmak istiyor.

this is really pretty weird."
“bu gerçekten çok garip”

biological yield is really important.
biyolojik kazanç gerçekten önemli.

this is really something very strange!”
bu, cidden tuhaf bir şeydir.

nanako is really cute, isn't she?
nanako gerçekten de hoş, değil mi?

we shall facilitate for him the way to hardship,
ama, cimrilik eden, kendini allah'tan müstağni sayan, en güzel sözü yalanlayan kimsenin güçlüğe uğramasını kolaylaştırırız.

unto him therefore we shall indeed make easy the path to hardship.
ama, cimrilik eden, kendini allah'tan müstağni sayan, en güzel sözü yalanlayan kimsenin güçlüğe uğramasını kolaylaştırırız.

said the chieftains of firaun’s people, “he is really an expert magician.”
fir'avn kavminden ileri gelen bir topluluk dediler ki: "bu, çok bilgili bir büyücüdür!"

officials sounded gloomy but resigned to hardships ahead.
yetkililer umutsuz fakat önlerindeki güçlüklere karşı azimli konuştular.