Sie suchten nach: i am listening you, say it all (Englisch - Türkisch)

i say it all the time.
ben onu her zaman söylerim.

you say it.
söyle.

i am listening to a song.
bir şarkı dinliyorum.

i am listening to the music.
müzik dinliyorum.

can you say it with me?
benimle söyler misiniz?

why don't you say it?
niçin onu söylemiyorsun?

would you say it once more?
onu bir kez daha söyler misin?

well, you say it was identical with turkey.
peki, türkiye ile özdeş olmuş diyorsunuz.

so i says, "ok then, if you say it's a machine ..."
ben de dedim ki, "tamam, madem makinedir diyorsunuz..."

and everything, everything you say clicks with me, and it all makes sense.
ve herşey, söylediğiniz her şey bana uyuyor ve hepsi mantıklı.

ka: as you say, it's not a memorial.
ka: söylediğin gibi, bu bir anıt deği.

and the rest says it all.
ve gerisi de söze gerek bırakmıyor.

i disapprove of what you say, but i will defend to the death your right to say it.
ben söylediğini doğru bulmuyorum fakat onu söyleme hakkını ölünceye kadar savunacağım.

grandmother: you can't catch me. you say it.
büyükanne: beni yakalayamazsın. sen söyle.

what did you say? could you please say it again?
ne dediniz?lütfen tekrarlarmısınız?

if they disobey you, say: 'i am quit of what you do'
bununla beraber akrabalarından sana isyan edenlere “ben sizin yaptıklarınızdan beriyim.” de!

after abandoning drugs, i'd say it all goes in my life as if god himself directed it all.
uyuşturucuyu bıraktıktan sonra, hayatımdaki herşey adeta tanrı’nın yönetiminde gibi gidiyor.

and if they disobey you, say, “i am innocent of what you do.”
bununla beraber akrabalarından sana isyan edenlere “ben sizin yaptıklarınızdan beriyim.” de!

then if they disobey you, say: "i am innocent of what you do."
bununla beraber akrabalarından sana isyan edenlere “ben sizin yaptıklarınızdan beriyim.” de!

the fire is still there. how do you say it? [unclear].
ateş hala yanıyor. nasıl dersiniz? [anlaşılmıyor].