Sie suchten nach: ordinance (Englisch - Türkisch)

that (is the ordinance).
artık bundan sonrası ya bir bağışlama ya bir fidyedir. nihayet, harp, ağırlıklarını yere bırakır.

as an ordinance from us.
(yani)katımızdan (verilen her) emir.

this is an ordinance from allah.
anne babanız ile evlatlarınızdan hangisinin size daha faydalı olacağını siz bilemezsiniz.

that [is allah’s ordinance].
allah'ın emri budur.

this is allah’s ordinance for you.
(İşte bunlar) size allah'ın yazdığı yasaklardır.

that is a fixed ordinance of thy lord.
bu, rabbin için kesinleşmiş bir hükümdür.

the new ordinance takes effect on 1 july.
yeni yönetmelikler 1 temmuz itibarıyla geçerli olacak.

and the ordinance of allah was to be fulfilled.
allah’ın emri her zaman gerçekleşir. [4,23]

such is the ordinance of the almighty, the knowing.
[2,189; 7,54; 93,1-2; 92, 1-2; 91,3-4; 10,5; 36,40]

there is a written [ordinance] for every term:
allah'ın izni olmadan herhangi bir âyet getirmek ise hiçbir peygamberin haddi değildir. her ecel için bir yazı vardır.

as an ordinance from us. we have been sending [apostles]
bir iş ki katımızdan hükmolunur, şüphe yok ki biz göndermişizdir.

[we sent them] with clear proofs and written ordinances.
(onları) apaçık deliller ve kitaplarla (gönderdik).