Sie suchten nach: upload ads into the ad exchange (Englisch - Türkisch)

the 'ad had also disavowed.
ad (kavmi) de yalanladı.

the ad gave the lie to the messengers.
ad (halkı) da elçileri yalanladı.

and that he did destroy the ad of old
doğrusu, önce gelen ad (halkın)ı o yıkıma uğrattı.

the 'ad turned away from their lord.
(Şunu da) bilin ki hud'un kavmi Âd, allah'ın rahmetinden uzak kılındı.

indeed, the 'ad denied their lord.
bilin ki, Âd kavmi, gerçekten rablerini inkâr ettiler.

and the 'ad were destroyed by a furious wind
-bunlardan semûd o korkunç zelzele ile yok edildi. Âd ise azgın bir kasırga ile imha edildi.

that it was he who destroyed the 'ad of old,
doğrusu, önce gelen ad (halkın)ı o yıkıma uğrattı.

is the product in the ad already out of stock?
reklamdaki ürün zaten tükendi mi?

and the ad said, "psychologists want to understand memory.
İlan diyordu ki "psikologlar hafızayı anlamaya çalışıyorlar.

james hetfield replied to the ad, and metallica was formed.
james hetfield ilana cevap verdi ve metallica kuruldu.

behold! for the 'ad rejected their lord and cherisher!
biliniz ki, ad (kavmi) rablerini inkar ettiler.

ah! behold! for the 'ad rejected their lord and cherisher!
dikkat edin; Âd, rablerine nankörlük etmişti.

the ads were destroyed by a swift, destructive gale
-bunlardan semûd o korkunç zelzele ile yok edildi. Âd ise azgın bir kasırga ile imha edildi.

otherwise, the ads warn, their electricity "will be missing".
reklamlarda, ödemedikleri takdirde elektriklerinin "kesileceği" konusunda uyarıda da bulunuluyor.

so as a journeyman, i put an ad into the paper that i had studied, that i was a down-to-earth potter's journeyman and i was looking for a job as a journeyman.
bir kalfa olarak, gazeteye ilan verdim, eğitimliyim, ayaklarım yere basar ve kalfa olarak iş arıyorum diye.