Sie suchten nach: wherewith (Englisch - Türkisch)

have they eyes wherewith they see?
görmeleri için gözleri mi var?

have they ears wherewith they hearken?
yoksa işitecek kulakları mı var?

vile is that wherewith they have bartered.
alış verişleri ne kötüdür!

or have they hands wherewith they hold?
tutmaları için elleri mi var?

away! away with that wherewith ye are promised;
"bu size vadedilen (öldükten sonra yeniden dirilmek, gerçek olmaktan) çok uzak!"

in that wherewith he hath been sent we are believers.
onlar da biz dediler, onun vasıtasıyla gönderilenlere inandık.

lo! that wherewith ye are threatened is indeed true,
esip savuran rüzgarlara, yağmur yüklü bulutlara, kolayca süzülen gemiler ve işleri yöneten meleklere and olsun ki, size söz verilen kıyametin kopması şüphesiz gerçektir. Ödeşme günü gelecektir.

(how) that wherewith they were contented naught availeth them?
faydalandırıldıkları nimetler onlara hiç yarar sağlamayacaktır.

have they eyes wherewith they see? have they ears wherewith they hearken?
de ki: "ortaklarınızı çağırıp bana tuzak kurun.

have they feet wherewith they walk? or have they hands wherewith they hold?
allah'tan başka dua ve ibadet ettiğiniz bütün putlar, sizin gibi kullardır.onların tanrılığı hakkındaki iddianız yerinde ise, haydi bakalım onları çağırın da size cevap versinler bakalım!nasıl icabet edecekler ki, onların yürüyecek ayakları mı var?

or (if) we show thee that wherewith we threaten them; for lo!
ey resulüm! biz seni vefat ettirip yanımıza alsak da,yine onlardan müminlerin intikamını alırız.yahut onlara vâd ettiğimiz azabı, sana sağlığında gösteririz.

verily excel lent is that wherewith allah exhorteth you verily allah is ever hearing, beholding.
allah size ne kadar güzel öğütler veriyor! Şüphesiz allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür.