Sie suchten nach: vidi (Latein - Türkisch)

veni vidi vici
geldim gördüm sevdim

veni vidi amari
i have seen loved

veni vidi, perdidi
ben testere, ben kaybettim

veni, vidi, superabar
geldim gördüm taşadim

ostendam tibi audi me quod vidi narrabo tib
gördüğümü anlatayım,

et vidi quod polluta esset via una ambaru
kendisini ne kadar kirlettiğini gördüm. İkisi de aynı yolu izlediler.

hanc quoque vidi sub sole sapientiam et probavi maxima
güneşin altında bilgelik olarak şunu da gördüm, beni çok etkiledi:

et ego vidi et testimonium perhibui quia hic est filius de
ben de gördüm ve ‹tanrının oğlu budur› diye tanıklık ettim.››

alium autem apostolorum vidi neminem nisi iacobum fratrem domin
Öbür elçilerden hiçbirini görmedim, yalnız rab İsanın kardeşi yakupu gördüm.

est et aliud malum quod vidi sub sole et quidem frequens apud homine
güneşin altında insana ağır gelen bir kötülük gördüm:

cui ille ait vidi somnia nec est qui edisserat quae audivi te prudentissime conicer
firavun yusufa, ‹‹bir düş gördüm›› dedi, ‹‹ama kimse yorumlayamadı. duyduğun her düşü yorumlayabildiğini işittim.››

dixitque ei rex noli timere quid vidisti et ait mulier ad saul deos vidi ascendentes de terr
kral ona, ‹‹korkma!›› dedi, ‹‹ne görüyorsun?›› kadın, ‹‹yerin altından çıkan bir ilah görüyorum›› diye karşılık verdi.

dixitque pater ad ioseph iam laetus moriar quia vidi faciem tuam et superstitem te relinqu
İsrail yusufa, ‹‹yüzünü gördüm ya, artık ölsem de gam yemem›› dedi, ‹‹yaşıyorsun!››

dicit unus ex servis pontificis cognatus eius cuius abscidit petrus auriculam nonne ego te vidi in horto cum ill
başkâhinin kölelerinden biri, petrusun, kulağını kestiği adamın akrabasıydı. bu köle petrusa, ‹‹bahçede, seni onunla birlikte görmedim mi?›› diye sordu.

aliud quoque vidit somnium quod narrans fratribus ait vidi per somnium quasi solem et lunam et stellas undecim adorare m
yusuf bir düş daha görüp kardeşlerine anlattı. ‹‹dinleyin, bir düş daha gördüm›› dedi, ‹‹güneş, ay ve on bir yıldız önümde eğildiler.››

dixit autem rex revertatur in domum suam et faciem meam non videat reversus est itaque absalom in domum suam et faciem regis non vidi
ne var ki, kral, ‹‹avşalom evine gitsin, yanıma gelmesin›› diye buyruk verdi. bu yüzden avşalom evine gitti; kralı görmedi.