Sie suchten nach: poropiti (Maori - Türkisch)

ko te poropititanga i kitea e hapakuku poropiti
peygamber habakkuka bir görümde verilen bildiridir.

he inoi na hapakuku poropiti, ko hikionoto te waiata
|ipeygamber habakkukun duası - Şigyonotfç |imakamında|r

i rite ai ta ihaia poropiti i korero ai, i mea ai
bu, peygamber yeşaya aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu: ‹‹zevulun ve naftali bölgeleri, Şeria irmağının ötesinde, deniz yolunda, ulusların yaşadığı celile!

e ngohengohe ana hoki ki nga poropiti nga wairua o nga poropiti
peygamberlerin ruhları peygamberlerin denetimi altındadır.

katahi ka rite ta heremaia poropiti i korero ai, i mea ai
böylelikle peygamber yeremya aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelmiş oldu:

ko te kupu a ihowa i puta mai ki a heremaia poropiti mo nga iwi
rab uluslara ilişkin peygamber yeremyaya şöyle seslendi:

i korero ano a ihowa, ara ana pononga, nga poropiti, i mea
rab, kulları peygamberler aracılığıyla şöyle dedi:

a, i te mutunga o tana poropiti, ka haere ia ki te wahi tiketike
saul peygamberlikte bulunduktan sonra tapınma yerine çıktı.

i meinga tenei katoa hei whakarite mo te kupu a te poropiti, i mea ai
bu olay, peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine gelsin diye oldu:

he tokomaha ano nga poropiti teka e whakatika, a he tokomaha e whakapohehetia e ratou
birçok sahte peygamber türeyecek ve bunlar birçok kişiyi saptıracak.

a ko tepora poropiti, wahine a rapiroto, ko ia te kaiwhakarite o iharaira i taua wa
o sırada İsraili lappidotun karısı peygamber debora yönetiyordu.

e matau ana hoki tatou ko tetahi wahi anake, e poropiti ana tatou ko tetahi wahi anake
Çünkü bilgimiz de peygamberliğimiz de sınırlıdır.

a e hoki mai ana, e noho ana i runga i tona hariata, e korero ana i a ihaia poropiti
geri dönerken arabasında oturmuş, peygamber yeşayanın kitabını okuyordu.

a ka maha o matou ra i noho ai, ka haere mai tetahi poropiti i huria, ko akapu te ingoa
oraya varışımızdan birkaç gün sonra yahudiyeden hagavos adlı bir peygamber geldi.

a i mohi a iharaira katoa, o rana a tae noa ki peerehepa, kua whakapumautia a hamuera hei poropiti ma ihowa
samuelin rabbin bir peygamberi olarak onaylandığını dandan beer-Şevaya kadar bütün İsrail anladı.

e whakapono ana ranei koe ki nga poropiti, e kingi akaripa? e mea ana ahau, tenei koe te whakapono nei
kral agrippa, sen peygamberlerin sözlerine inanıyor musun? İnandığını biliyorum.››

a, i a ia e mea ana ki te whakamate i a ia, ka wehi i te mano; ki ta ratou hoki he poropiti ia
hirodes yahyayı öldürtmek istemiş, ama halktan korkmuştu. Çünkü halk yahyayı peygamber sayıyordu.

he apotoro oti katoa? he poropiti oti katoa? he kaiwhakaako katoa? he kaimahi katoa i te merekara
hepsi elçi mi? hepsi peygamber mi? hepsi öğretmen mi? hepsi mucize yapar mı?

a ki te mea tatou, no te tangata; ka mataku ratou i te iwi: ki ta ratou katoa hoki he poropiti pono a hoani
yok eğer ‹İnsanlardan› dersek...›› halkın tepkisinden korkuyorlardı. Çünkü herkes yahyayı gerçekten peygamber sayıyordu.

kei mea koutou i haere mai ahau ki te whakakahore i te ture, i nga poropiti ranei; kihai ahau i haere mai ki te whakakahore, engari ki te whakatutuki
‹‹kutsal yasayı ya da peygamberlerin sözlerini geçersiz kılmak için geldiğimi sanmayın. ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim.