Sie suchten nach: regocijan (Spanisch - Türkisch)

se la aumenta a los que creen, y de ello se regocijan,
ancak iman edenlere gelince; onların imanını arttırmıştır ve onlar müjdeleşmektedirler.

cuando hacemos gustar a los hombres una misericordia, se regocijan de ella.
biz insanlara bir rahmet taddırdığımız zaman onunla sevinirler.

cantan al son del tamboril y del arpa; se regocijan al son de la flauta
ney sesiyle eğlenirler.

cuando favorece con éste a los siervos que Él quiere, he aquí que éstos se regocijan,
[7,57]

cuando su pueblo le dijo: «no te regocijes, que alá no ama a los que se regocijan!
allah'ın sana verdiği şeylerde, ahiret yurdunu gözet, dünyadaki payını da unutma; allah'ın sana yaptığı iyilik gibi, sen de iyilik yap; yeryüzünde bozgunculuk isteme; doğrusu allah bozguncuları sevmez" demişlerdi.

horadaste con tus flechas la cabeza de los que me dispersaron, de los que acometieron para dispersarme, de los que se regocijan en devorar encubiertamente al pobre
saklanan düşkünleri yok etmiş gibi seviniyorlardı.

otra vez he de edificarte, y serás edificada, oh virgen de israel. otra vez serás adornada con tus panderos y saldrás en las danzas de los que se regocijan
sevinçle coşup oynayanlara katılacaksın.

cuando alá solo es mencionado, se oprime el corazón de quienes no creen en la otra vida, pero cuando se mencionan otros fuera de Él, he aquí que se regocijan.
allah bir olarak övülüp anıldı mı ahirete inanmayanların yüreklerinden bir nefrettir kopar, fakat ondan başka, onların mabut sandıkları anılınca ferahlanıp sevinirler.

y Él las extiende como quiere por el cielo, las fragmenta y ves que sale de dentro de ellas el chaparrón. cuando favorece con éste a los siervos que Él quiere, he aquí que éstos se regocijan,
artık sen de aralarından yağmurun çıktığını görürsün. allah'ın kullarından dilediğine verdiği yağmurla, daha önceden kendilerine yağmur indirilmesinden ümidlerini kesmiş oldukları için onlar seviniverirler.

alá es quien envía los vientos y éstos levantan nubes. y Él las extiende como quiere por el cielo, las fragmenta y ves que sale de dentro de ellas el chaparrón. cuando favorece con éste a los siervos que Él quiere, he aquí que éstos se regocijan,
Öyle bir allah'tır ki rüzgarları yollar da bulutları sürer onlar, gökyüzünde bulutu yayar dilediği gibi ve dağınık, parçaparça bir hale de koyar onları, derken bakarsın ki bulutlardan yağmur yağmaya başlar da kullarından dilediğine nasip eder o yağmuru ve onlar da müjdelerler birbirlerini, sevinirler.

cuando se revela una sura, hay algunos de ellos que dicen: «Ésta ¿a quién de vosotros le ha aumentado la fe?» se la aumenta a los que creen, y de ello se regocijan,
yeni bir sûre indirildiğinde onlardan bazıları: “bu inen kısım hanginizin imanını artırdı acaba?” diyerek vahyi küçümserler.ama bu, iman edenlerin imanını, yakinini artırır ve onlar sevinip birbirlerini müjdelerler.