Sie suchten nach: karınlarını (Türkisch - Chinesisch (Vereinfacht))

göksel ekmekle doyurdu karınlarını.
他 們 一 求 、 他 就 使 鵪 鶉 飛 來 、 並 用 天 上 的 糧 食 、 叫 他 們 飽 足

gilatlı gebe kadınların karınlarını yardılar.
耶 和 華 如 此 說 、 亞 捫 人 三 番 四 次 的 犯 罪 、 我 必 不 免 去 他 們 的 刑 罰 ． 因 為 他 們 剖 開 基 列 的 孕 婦 、 擴 張 自 己 的 境 界

onlar ondan yiyerek karınlarını doyuracaklar.
他们必定要吃那些果实，而以它充实肚腹。

onlar ondan yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklardır.
他们必定要吃那些果实，而以它充实肚腹。

onlar ondan mutlaka yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklar.
他们必定要吃那些果实，而以它充实肚腹。

(cehennemdekiler) ondan yerler ve karınlarını ondan doldururlar.
他们必定要吃那些果实，而以它充实肚腹。

artık gerçekten, ondan yiyecekler böylelikle karınlarını ondan dolduracaklar.
他们必定要吃那些果实，而以它充实肚腹。

yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler karınlarını ateşle doldurmuş olurlar ve cehennemi boylayacaklar.
侵吞孤儿的财产的人，只是把火吞在自己的肚腹里，他们将入烈火之中。

yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, muhakkak ki karınlarını ateşle doldurmuş olurlar ve cehennemi boylarlar.
侵吞孤儿的财产的人，只是把火吞在自己的肚腹里，他们将入烈火之中。

allah sizi annelerinizin karınlarından çıkardı, hiçbir şey bilmiyordunuz; şükredebilesiniz diye size işitme gücü, gözler ve gönüller verdi.
真主使你们从母腹出生，你们什么也不知道，他为你们创造耳目和心灵，以便你们感谢。