Sie suchten nach: uçabiliyor (Türkisch - Englisch)

anneannem uçabiliyor.
my grandmother can fly.

ama bunlar harika uçucular. Özellikle bu tür binlerce kilometre uçabiliyor.
but they are incredibly good fliers. this particular species, it can fly for thousands of kilometers.

burada bahsetiğim, insanüstü güç ve yeteneklere sahip, gerçek insanlar. havada uçabiliyor,
i mean, this is literally human beings with super-human strength and abilities.

ueli gegenschatz: oldukça yakın. ben bunun bir insanın uçabiliyor olduğu hayaline en yakın duygu olduğunu düşünüyorum.
ueli gegenschatz: pretty much. i believe this is probably the closest possibility to come to the dream of being able to fly.

gezicilerin ve inicilerin yapamayacağı bazı şeyleri yapabiliyoruz. dağların, volkanların, etki kraterlerin üstünden uçabiliyoruz. vadilerin üstünde uçuyoruz. yüzey manyetizmasının üzerinden, kutup şapkalarının, yeraltı sularının üstünden uçabiliyoruz. ve mars'ta hayatı arayabiliyoruz.
we can do things that rovers can't do and landers can't do: we can fly above mountains, volcanoes, impact craters; we fly over valleys; we can fly over surface magnetism, the polar caps, subsurface water; and we can search for life on mars.