Sie suchten nach: yaşayabiliriz (Türkisch - Englisch)

o zaman hayatımızı süreçte hastalanmadan, dolu dolu yaşayabiliriz.
and then we can enjoy our lives more fully without getting sick in the process.

bu yüzden tanrıya inanmadan da tanrısal anlar yaşayabiliriz.
so one can have so-called spiritual moments without belief in the spirit.

neyle karşılaşacağımızı bildiğimize göre bu tecrübeyi tekrar yaşayabiliriz dedik.
we thought we actually could go through this again and thought we knew what we would be up against.

ve bu inancı nasıl yaşayabiliriz? böylesi bir inancı ben nasıl yaşarım?
and how would we live such a faith? how would i live such a faith?

bunlarla, risklerimizi sınıflandırabilir ve eğer biz bu risklerle başedebilirsek iyi ve sağlıklı bir hayat yaşayabiliriz.
that's going to sort of contain our risks, and if we manage those risks we're going to live a good life and a good healthy life.

Öyle şaşırtıcı ki sadece tek başına bu hain teknolojik yenilikle birlikte çok büyük miktarda pişmanlık yaşayabiliriz.
and the amazing thing about this really insidious technological innovation is that even just with this one thing, we can experience a huge range of regret.

daha büyük bardaklara ve suyun içinde daha çok ele ihtiyacımız var, ve birlikte çalışarak, belki ilk dünyadışı sinyalin tespitini görebilecek kadar yaşayabiliriz.
we need bigger glasses and more hands in the water, and then working together, maybe we can all live to see the detection of the first extraterrestrial signal.

ve biz bu dünya'ya gelen çok çok uzun organizmalar sırasının içindeyiz. ve kendimize şunu sormalıyız: "nasıl burada uzun zaman boyunca zarafetle yaşayabiliriz?,
and we are in a long, long line of organisms to come to this planet and ask ourselves, "how can we live here gracefully over the long haul?"

18 aylık olduğunda tamamen bir yetişkin olur ve yaklaşık 8 yaşına kadar yaşayabilir.
at about 18 months they are fully mature, and live to be about eight years old.