Sie suchten nach: dik (Türkisch - Esperanto)

dik
abrupta

dik dur.
stariĝu rekte.

dik dur!
stri-ikte!

dik açıklık
dek

dik oturun.
sidu rekte!

son dik açıklık:
dek

kâfirin dik alâsı!
vere inferne!

güneş' in dik açıklığı
dek

neden bana dik dik bakıyorsun?
kial vi rigardaĉas?

bu yüzden başını dik tutacak.
li trinkos el rivero sur la vojo; tial li levos la kapon.

larry, böyle dik dik bakmaktan vazgeç.
larry, ĉesu okulumi.

‹‹git, bir gözcü dik, gördüğünü bildirsin.
cxar tiele diris al mi mia sinjoro:iru, starigu observanton; kion li vidos, li diru.

adamdan çıkan cinler domuzların içine girdiler. sürü dik yamaçtan aşağı koşuşarak göle atlayıp boğuldu.
kaj elirinte el la viro, la demonoj eniris en la porkojn; kaj la grego kuris de la krutajxo en la lagon, kaj sufokigxis.

neden bana dik dik bakıyorsun? eğer patronunuz bu olanları bilip bir şey yapmadığınızı öğrenirse, boğazına kadar pisliğe gömülürsün!
tuj mi sciigos al viaj estroj, ke vi sciis kaj nenion entreprenis, oni vin tranklukos al diablo!

adamlarına, müzisyeni rahat bırakmalarını söyledi ve onu müzik topluluğuna almamalarını... emretti çünkü üstadım dik kafalı biriydi ve kral onları dağıtmadan önce... kraliyet sarayı'ndaki insanlarla birlikte yaşamıştı.
li diris, ke oni lasu la muzikiston ordonante al korteganoj ke ili ne plu venu al la muzikadoj ĉar mia majstro estis ribelulo ... kaj li rilatis iam al la sinjoroj en portoreĝo antaŭ ol reĝa ordono disigis ilin.