Sie suchten nach: ben şimdi geldim (Türkisch - Englisch)

ben sadece şimdi geldim.
i just arrived now.

ben şimdi boştayım.
i'm free now.

ben şimdi neredeyim?
where am i now?

ben şimdi onu gördüm.
i saw him just now.

ben şimdi güçlükle çalışabiliyorum.
i can hardly work now.

ben şimdi onun adını hatırlayamıyorum.
i can't think of his name just now.

ben şimdi bir silah sesi duydum.
i heard a shot just now.

ben "Şimdi ne yapacaksın?" dedim.
i said, "what are you going to do now?"

ben şimdi bir doktorun bakımı altındayım.
i am now under a doctor's care.

peki ben şimdi televizyondan bir video göstereceğim size.
so now i'm going to show you a video on television.

ben şimdi sana yeni sipariş versem kaç ayda bitirirsin
if i give you a new order now, when can you complete it?

ben şimdi bunu hazır alırsam makarası da üzerinde mi olacak
so if i buy this, will the pulley be on it?

tom ve ben şimdi iyi arkadaşız fakat ilk tanıştığımızda birbirimizden hoşlanmamıştık.
tom and i are good friends now, but we didn't like each other the first time we met.

merhaba tatlım ben şimdi evdeyim. seni çok özledim. seni çok seviyorum. size mwah öp.
hello honey i'm home now. i missed you so much. i love you very much. kiss you mwah.

ben şimdi deniz olarak baktığım zaman, tatil olarak baktığım zaman bana kıbrıs çok mantıklı geliyor.
i think that cyprus is very reasonable in terms of sea and holiday.

ben şimdi ikinci büyük soruya geçiyorum: yalnız mıyız, kainatta başka yaşam var mı?
i now turn to the second big question: are we alone, or is there other life in the universe?

ben şimdi 4’ü, hızlı geçiş hanımefendinin dediği gibi; bir de tam ekran olsa daha iyiydi.
now i am dealing with 4, as the lady uttered about the express pass, it would be better if we had a full screen.

ben, şimdi benimle evlenmek istediğini biliyorum, ama siz daha sonra ikinci düşüncelere sahip olacağınızı düşünmüyor musunuz?
i know you want to marry me now, but don't you think you'll have second thoughts afterward?

ben şimdi harlem'deki stüdyo müzede çalışıyorum, oradaki sergileri düşünerek, sanatın olnaklarını keşfetmenin ne demek olduğunu düşünerek.
so i work now at the studio museum in harlem, thinking about exhibitions there, thinking about what it means to discover art's possibility.

ben (şimdi) onlara bir hediye göndereyim de, bakayım elçiler ne (gibi bir sonuç) ile dönecekler.
but i will send them a gift and see what the envoys bring back (in return)."