Results for dilemma translation from English to Turkish

dilemma
dilemma

this is the dilemma.
bu ikilemdir.

"prisoner's dilemma".
"prisoner's dilemma".

there is no dilemma.
bu konuda bir ikilem yok.

serbia's demographic dilemma
sırbistan’ın nüfus çıkmazı

i am in a terrible dilemma.
Çok kötü bir ikilemdeyim.

at this point the dilemma surfaces.
bu noktada bir ikilem ile karşılaşılır.

sponge bob square pants delivery dilemma
cazı annetenin uzayı askeri öğrencisi

it's a dilemma, a dilemma of growth.
bu bir ikilem, bir büyüme ikilemi.

never in his life had he encountered such a dilemma.
hayatında hiç böyle bir ikilem ile karşılaşmamıştı.

and here lies a major policy dilemma for central banks.
İşte tam bu noktada merkez bankaları açısından oldukça önemli bir politika çıkmazı söz konusu.

"the dilemma 'kosovo or europe' does not exist.
setimes'a konuşan jovanoviç, ''ya kosova, ya avrupa' diye bir ikilem yoktur.

and so our modern world now is confronting us with a dilemma.
ve bundan dolayı modern dünyamız bir ikilemle karşımıza çıkıyor.

they needed help, and the large companies themselves have this dilemma.
yardıma ihtiyaçları vardı ve büyük şirketlerin kendileri de bu ikilemin içindeydiler.

albania's dilemma: produce energy or protect the environment?
arnavutluk'un ikilemi: enerji mi üretmeli, çevreyi mi korumalı?

i think it's true, that we will face a dilemma in this respect.
bu konuda bir ikilemle karşıkarşıya olduğumuzu düşünüyorum

in fact they denied the truth when it came to them, so they are now in a dilemma.
bilakis onlar, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler.

"when the algerian war began in 1954, camus was confronted with a moral dilemma.
cezayir bağımsızlık savaşı 1954'te başladığında, camus kendini ahlakî bir ikilem içinde buldu.

let me just say that every unsecured transaction is a good example of a prisoner's dilemma.
sadece şunu söyleyeyim ki her emniyetsiz alışveriş tutsak ikileminin iyi bir örneğidir.

and the reason that dilemma arose is, it turns out, that social learning is visual theft.
ve ikilemin ortaya çıkışının nedeni de göründüğü kadarıyla sosyal öğrenmenin bir çeşit görsel yankesicilik olduğudur.